Tebareke mülk suresinin 1. 2. 3... ayetlerinde ölmenin ve dirilmenin, hayatın ve mematın neden ve niçin olduğu, Tin suresinde insanların iyisinin ve kötüsünün varacakları yerleri anlatılmaktadır. İsteyenler okuyup göreceklerdir.
*
Hayat tek değil, çoğulcu bir yapıdır. Hiç bir şey sefada, cefada, işte, aşta devamlı tek düzen değildir. “Her zaman Kur’an olmaz, bazen de Horan olur” demişti atalarımız. Hz. Musa A.S. Tur dağına ulu Allah cc hazretlerinden Tevrat’ı almaya giderken (Tevrat levhalar halinde nazil olmuştur) yolda bir köpek Hz. Musa’ya tebelleş oluyor. İki de bir havlayarak gelip Hz. Musa’nın topuğuna yapışıyor. Hz. Musa mucize olarak köpeğe hitap ediyor, “Ey köpek, neden bana musallat oluyorsun, bilmiyor musun ben Allah’ın kutlu resulü Hz. Musa’yım” deyince köpek dile geliyor ve Musa A.S.e cevap veriyor; “Biliyorum, Tur’a gittiğini, yüce Allah cc. hazretleri ile görüşeceğini de biliyorum” deyince, “peki, öyle ise neden beni rahatsız ediyorsun”... köpek diyor ki, “Ey Allah’ın kutlu kulu, bu alemde herkesin bir görevi vardır. Benim görevim de budur, görevimi yapıyorum” diyor. Bu arada iki köpek havlaması geliyor. “Sen görevini yapıyorsun. Şu ürüyenler niçin ürüyor”. Köpek cevap veriyor; “O sesi güçlü gelen benim için ödünç ürüyor, bana destek veriyor. Şu havlaması uzaktan gelen ise boşa ürüyor. Allah bizi doluya üreyenlerden eylesin. Boşa havlayan hava alır rabbime selam ey yüce peygamber” diyor.
*
Hz. Musa A.S.e atfedilen bir öykü;
Hz. Musa A.S.in bir çok serüvenleri mukaddes Tevrat’ı, binbir kelamı almak için Tur dağına çağrıldığında o yolculukta gördüğü olaylara aittir. Bu olayların bazıları bizim peygamberimiz Hz. Muhammed SAV.e hadisi kutsi veya ayet veya da hadis olarak aktarılmış, R.SAV. de bunları ashabı kiram ile paylaşmıştır. Onlardan birisini arzediyorum;
(Cuma gününün üstünlüğü)
Hz. Musa A.S. bin bir kelam Tevrat’ı almak için Tur dağına giderken yocluluğunda bazı ilginç olaylara şahit olur. Bunlardan birisi de Muhammet ümmetinin yüceliği ve Cuma gününün üstün faziletine aittir. Hz. Musa Tur daı ki (mukaddes bir dağdır) bir kavim görür. Bu millet yedikleri hüdai nabit kendiliğinden yetişen bitki meyvedir. İçtikleri ise tamamen yağmur suyudur. İşleri güçleri ise melekler gibi sadece ulu mevlaya ibadettir, zikir ve fikirdir. Devamlı ulu Allah’ın büyüklüğünü düşünmektir. Bu asil ve sadık kavim Hz. Musa’nın dikkatini çeker ve onlara imrenir. Huzuru ilahiye varınca yolda gelirken ilginç olayları sorar. Bu arada işi sadece ibadet olan o kavmin güzelliğinden de sorar.
(SÜRECEK)