Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu belirterek, “Laiklik yoksa, demokrasi de yoktur, hukuk devleti de yoktur, fikir ve ifade özgürlüğü de yoktur, inanç ve vicdan özgürlüğü de yoktur” dedi.
10 Nisan Laiklik Günü nedeniyle bir açıklama yapan Uğur Demirer, “Atatürk ilkeleri ile Aydınlanma Devrimleri ve bu bağlamda laiklik, milletçe 102 yıldır altında güvenle yaşadığımız Cumhuriyet Kubbesi’nin kilit taşıdır, asla dokunulmamalıdır!” ifadesini kullandı.
ADD Şube Başkanı Uğur Demirer, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Laiklik, sadece “din ve vicdan özgürlüğü güvencesi”, sadece “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” gibi sığ tanımlara sığmayacak kadar geniş anlamlı bir ilkedir.
Elbette din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir laiklik. Ama bunun ötesinde, insan aklının her türlü dogma, efsane, masal, hurafe gibi bilimsel dayanaktan yoksun safsatalara tutsaklıktan kurtularak özgürleşmesidir aynı zamanda ve bu bilim dışı safsatalarla insanların istismar edilmesi, sömürülmesi, köleleştirilmesi sapkınlığının da panzehiridir.
Sadece “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” olarak da tanımlanamaz laiklik. Öyledir elbette, ama bir adım daha giderek, aynı zamanda din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Çünkü laiklik, toplum yaşamını düzenleyen yasaların asla herhangi bir dinsel kurala bağlanmadığı, toplumsal mutabakatla belirlendiği, koşullar değiştiğinde değiştirilebildiği, devlet yetkililerinin de, kurumların, grupların ve bireylerin de kimsenin inanç yahut inançsızlığı ille ilgilenme, sorgulama ve müdahale etme haklarının olmadığı ve bunun da hukuki güvence altında olduğu bir yaşam düzeni demektir.
Uluslaşmanın ve ulusal bağımsızlığın da olmazsa olmazıdır laiklik. Birlikte yaşamanın, düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğünün, bilim, sanat ve kültürde yaratıcılığın güvencesidir. Kadın-erkek eşitliğinin, bilimsel eğitimin, emeğin en yüce değer olduğu bilincinin, kısacası uygar insan olmanın da tek yoludur.
Bazılarının pek sevip sık kullandığı “Laik olan devlettir, insan laik olmaz” önermesi de boş bir laftan ibarettir. Bu ifade, devleti taş binalar olarak gören, insandan soyutlayan, gerçekle ilgisiz, sakat bir düşünce ürünüdür. Devleti insanlar oluşturur ve laik olmayan insanların görev yaptığı devletin laik olması da kuşkusuz düşünülemez.
Laiklik, bütün bunlar, hatta daha fazlasıdır da, ülkemizde hali nicedir?
10 Nisan 1928.
Bu tarih; 75 yıldır anayasasında Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu yazan Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetme görevini üstlenen sağ iktidarların bir türlü görmek istemedikleri, sürekli unutturmaya çalıştıkları devletimizin laiklik niteliğinin ete kemiğe büründüğü tarihimizin en önemli günlerinden biridir.
Günümüzde de 10 Nisan Laiklik Günü’nü yok sayan, unutturma çabası içinde olanların kutsal inançları nasıl istismar ettiklerini her gün izliyoruz. Bu aymazlar; meşruiyetlerinin kaynağını kurutmaya, bindikleri dalı kesmeye çalıştıklarının da, batı emperyalizminin 100 yıllık hain planına uşaklık ettiklerinin de farkında değiller.
Demokrasinin olmazsa olmazının laiklik olduğunu öğrenmenin en pahalı ve en acılı yolu, laikliği ve dolayısıyla demokrasiyi yitirip teokratik bir diktanın tutsağı olmaktır. Bu uygarlaşma ilkesini yaşamlarına ve devletlerine yerleştirememiş toplumların ne halde olduklarını görmek içinse bölgemize bakmak yeterlidir.
Unutulmamalıdır; Atatürk ilkeleri ile Aydınlanma Devrimleri ve bu bağlamda laiklik, milletçe 102 yıldır altında güvenle yaşadığımız Cumhuriyet Kubbesi’ nin kilit taşıdır, asla dokunulmamalıdır !
Atatürkçü Düşünce Derneği 359 şubesi, 39 temsilciliği ve 75 bin üyesiyle Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşmak azim ve kararındadır.
10 Nisan Laiklik Günü kutlu olsun.”