Anahtar Parti Çorum İl Başkanlığı, 2 Temmuz 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Değişikliği Yasası'na ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, yeni çıkan yasanın mevcut haliyle halkın ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak olduğu, üreticiye yük getirdiği ve tarım-hayvancılık sektörlerinde ciddi riskler doğuracağı belirtildi.
“YASA HALKI DEĞİL,
SERMAYEYİ KORUYOR”
Anahtar Parti İl Başkanı Nurullah Müstet ve Çevre, Şehircilik, Afet ve Su Politikaları İl Başkan Yardımcısı Ferhat Temür imzasıyla yayımlanan açıklamada, söz konusu yasanın iklim krizine karşı bütüncül ve sürdürülebilir bir çözüm sunmaktan uzak olduğu, daha çok piyasa mekanizmalarına hizmet ettiği ifade edildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye yarı kurak iklim kuşağındadır ve su kaynaklarımız sınırlıdır. Yeni yasa ile birlikte su yönetimi üzerindeki katı düzenlemeler, çiftçilerimizin işini daha da zorlaştıracaktır. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerden iklim dostu üretim belgeleri istenmesi, dijital altyapısı yetersiz kırsal bölgelerde ciddi sorunlara yol açacaktır.”
“TARIM VE HAYVANCILIK
ÜRETİMİ RİSKE GİREBİLİR”
Müstet ve Temür, azotlu gübre ve tarım ilaçlarına getirilecek kısıtlamaların teknik altyapı, eğitim ve maliyet yükü gerektirdiğini; mevcut ekonomik koşullarda bunun çiftçiyi üretimden uzaklaştırabileceğini savundu. Ayrıca metan salınımı gerekçesiyle büyükbaş hayvancılığın hedef sektör haline getirilmesinin, et ve süt fiyatlarında ciddi artışlara yol açabileceği vurguladı.
“Bu yasa, ABD, Çin, İngiltere gibi ülkelerde kabul görmezken, Türkiye’nin adeta bir deneme tahtası haline getirilmesini doğru bulmuyoruz” denilen açıklamada, tarım ve hayvancılıktan uzaklaşan gençliğe yönelik politikaların da gözden geçirilmesi gerektiği ifade edildi.
ERDOĞAN’A ÇAĞRI
Müstet ve Temur açıklamasının sonunda İklim Değişikliği Yasası’nın üreticiye ve kırsal kesime zarar vereceğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı’ndan yasanın veto edilmesini talep etti.
Müstet ve Temur; “Zaten tarım ve hayvancılıktan uzak duran gençliğimizin sanki sonsuza kadar bu işleri yapmamalarını ister gibi, kolaylaştırıcı olmak yerine zorlaştırıcı olarak geçirilen bu kanunun Cumhurbaşkanlığı makamından vetosunu talep ediyoruz” görüşüne yer verdi.