İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının haksız, hukuki bakımdan ise dayanaksız siyasi bir karar olduğunu belirten Gökmen, “Bu karar, kazanılmış seçim sonuçlarını, ülkenin en büyük kenti İstanbul’da ikinci defa yok saymaktır” dedi.
Siyasal iktidarın muhalifler üzerindeki siyasi yasaklarda sınır tanımazlığını bir kez daha gösterdiğini kaydeden Gökmen, “Daha önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin, HDP Eş Başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanlarına uygulanan siyasi yasakların yeni hedefi Ekrem İmamoğlu olmuştur. Saldırıların bunlarla sınırlı olmadığı, birçok belediyeyi, muhalif parti ve sendikaları, bütün demokrasi ve halk güçlerini hedef aldığı açıktır. Halkın işçilerin, emekçilerin, halkın gücüyle durdurulamazsa, daha da yaygınlaşarak devam edeceği açıktır” ifadelerini kullandı.
İşçi, emekçilerin ve halkın yaşadığı ağır yaşam koşulları ve derinleşen yoksulluk nedeniyle güç kaybı yaşayan Erdoğan-AKP iktidarının baskılar, yasaklar, provokasyon ve gerilim politikası ile kendisine bir çıkış yolu aradığına dikkat çeken EMEP İl Başkanı Gökmen, açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Yaklaşık 200 bin işçinin grevinin AKP’li yıllarda yasaklanmış olmasına en son Bekaert grev yasağı eklenmiştir. Ekmek, demokrasi ve özgürlük isteyen halk kesimlerinin, gençlerin ve kadınların en küçük hak arayışı şiddetle karşılanmaktadır. Basına yönelik ağır cezalar, sansür yasası, konser yasakları devrededir.
İBB üzerindeki ablukanın aynı döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Faşist bir rejimin inşasına yönelik adımların yeni bir aşamasına işaret eden bu saldırganlık durdurulmalıdır.
Bu gidişat ancak halkın ve en geniş demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle püskürtülebilir. Tek adam yönetimi gönderilecekse; bu sadece seçim günü değil, bugünden örgütlenecek mücadele birliğiyle sağlanabilir.
Tek adam yönetimi, AKP-MHP Bloku ve arkasındaki sermaye güçleri seçimi kaybetmemek için her şeyi göze almıştır. Önceki saldırı dalgasının bir parçası ve devamı olan İmamoğlu hakkında verilen siyasi karar değiştirilmelidir. Ne var ki bu sadece 6 partiyle, Millet İttifakı mitinglerine sıkışmış protestolarla mümkün değildir. Bunun için, acilen tüm emek, demokrasi ve emekçi halk güçlerini kapsayacak bir mücadele platformunda birlikte yürümeliyiz.
İstanbul halkının seçim iradesine müdahale sadece İstanbul ile sınırlı ele alınamaz. Bu müdahale; tüm kent, köy ve kasabalarda Türk, Kürt, Arap her milliyetten Türkiye halkının iradesine ipotek koymaktır. Bu memleketin geleceğinin belirlenmesi noktasında demokrasi güçlerinin önüne tek adam yönetimince konan bir bariyerdir. Tüm emek, demokrasi ve halk güçlerini bu saldırganlık karşısında birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.” (Haber Merkezi)