İskilip’e 2015 yılında çilek serası kuran ve 2017 yılından itibaren üretim yapmaya başlayan Selbes, topraksız olarak yetiştirdiği çileklerden yüksek rekolte elde ediyor. Hindistan cevizi kabuğunu işlemden geçirerek topraksız bir yapı oluşmasını sağlayan Selbes, ürettikleri çilekle hem ilçe hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Tadıyla dikkat çeken İskilip çileğini farklı ülkelere ihraç etmeyi istediğini ifade eden Selbes, 81 bin çilek fidesi bulunan serada yıllık 20-25 ton çilek üretimi yapmayı hedefliyor.
“IRKIYLA OYNANMAMIŞ, GENETİĞİ BOZULMAMIŞ BİR ÇİLEK TÜRÜ”
İskilip’in göç veren bir ilçe olduğunu ve tersine göçü sağlamak istediğini kaydeden Selbes, “Çileğimizi işleyerek katma değer sağlamak istiyoruz. İskilip çileği Türkiye’de bir marka haline geldi. İskilip çileğini yurt dışına tanıtarak dünyada da bir marka yapmak istiyoruz. Üretimini yaptığımız çileğe İngilizler tarafından 'Albion' adı verilmiş, ancak aslı Osmanlı yediveren çileği. Irkıyla oynanmamış, genetiği bozulmamış bir çilek türü. Aroması ve lezzetiyle ünlü olan Yediveren çileği sadece Karadeniz Ereğli’de ve İskilip’te üretiliyor. Tadı da çok güzel. Silifke, Antalya ve Aydın yöresinde yetişen çileklerin türü ise farklı. İskilip çileğinin raf ömrü de fazla. Marketten alınan ürürler kısa sürede tazeliğini kaybederken, İskilip çileği bir hafta tazeliğini koruyor. Kokusu, aroması çok farklı” dedi.
"TOPRAKSIZ ÜRETİM OLDUĞU İÇİN ÇİLEKTE KİMYASAL KALINTI YOK"
Amacının organik üretim yapmak olduğunu anlatan Selbes, “Seramızda yetişen çilekler yıkanmadan tüketilebilir. Topraksız tarım yapıyoruz. ‘Cocopeat' adı verilen Hindistan cevizi kabuğu lifinde çilek yetiştiriyoruz. 'Cocopeat'lerde yetişen çileğimizin küçüklük veya büyüklük farkı yok. Sadece olgunlaştığında istediğimiz aromayı elde edebiliyoruz. İnsanlar lezzetini beğeniyor. Ocak ayına kadar çilek üretimi yapacağız. İstihdam ettiğimiz işçilerimizin hepsi İskilipli. Hedeflerimizden birisi buydu. İskilip’e katma değer oluşturmak istedik. Yurt dışına tanıtacağımızı söylemiştik. Şu anda Umman, Katar ve Kuveyt’le temaslarımız oldu. Rusya ve Ukrayna pazarına da giriyoruz. Topraksız üretim olduğu için çilekte kimyasal kalıntı yok. Analizlerden geçiyor. AB standartlarında ürünümüz. Su kültüründe yetişiyor” diye konuştu.
“ÇİLEĞİN KURUSUNU DA DEĞERLENDİRMEK İSTİYORUZ”
İlçeye çilek kurutma tesisi kurmayı planladıklarını kaydeden Selbes, “Çileğin kurusunu da değerlendirmek istiyoruz. İlçe Ziraat Odası ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün destekleriyle buraya kurutma tesisi kurmayı planlıyoruz. Çilek kurusu tropikal meyvelerden daha pahalı. Dolaysıyla birincisi kurusunu yapacağız. İkincisi ise geçtiğimiz günlerde belediyemiz çileğin kolonyasını yaptı. Bizde çilek pestili yapmayı düşünüyoruz. Çilek reçelini de yapacağız” şeklinde konuştu.
“İSTEYEN SERAYA GELİP ÇİLEĞİNİ KENDİ TOPLAYABİLİR”
Çilek almak isteyenlerin seraya gelerek çileği kendisinin toplayabileceğini anlatan Selbes, “Tadına bakabilir. İnsanlar kendi çileğini kendi toplayabilir. İsterse biz de talep ettiği kadar çilek toplayıp insanlara verebiliriz. Önceliğimiz İskilip çileğinin adını önce Türkiye’de sonrada dünyada duyurmak. İç göç vermesin ilçemiz. İnsanlar yaşadıkları yerde istihdam olsun. Tesis, 3 bin 200 metrekare. Ancak 3 katlı olduğu için seramız 9 bin 600 metrekareye tekabül ediyor. Ayrıca dışarıda şemsiye tarzında bir seramız daha var. Orasını da deneme amacıyla yaptık. 81 bin fidemiz var. Ayrıca 22 bin fidede topraklı tarım yaptık. Toplam 103 bin fide ile pazara girdik. Olumlu dönüşler var. Bir fide 3 yıl verim veriyor. Bu yıl ki hedefimiz 20 ila 24 ton çilek üretimi" ifadelerini kullandı.