Çorum Eczacı Odası, son günlerde bazı köşe yazılarında dile getirilen reçeteli ilaçların kötüye kullanımıyla ilgili iddialara yazılı açıklamayla karşılık verdi. Oda, eczacıların hedef alınmasını “haksız itham” olarak nitelendirdi.
Reçeteli ilaçların kötüye kullanımıyla ilgili gündeme gelen haber ve yorumlara tepki gösteren Eczacı Odası, kamuoyunda eczacıların zan altında bırakıldığını savundu.
Açıklamada eczacıların halk sağlığının korunmasında birinci basamak sağlık hizmeti sunduğu hatırlatılarak, sistemsel sorunların meslek grubuna mal edilmemesi gerektiği belirtildi.
“ECZANELER GELEN
REÇETEYİ REDDEMEZ”
Açıklamada, ilaçların Sağlık Bakanlığı’na bağlı sistemler üzerinden denetlendiği ve yalnızca uzman hekimlerce yazılan reçetelerin işleme alındığı belirtildi. Reçete doğrulama süreçlerinin elektronik olarak izlendiği vurgulandı.
Eczacıların, mevzuat gereği gelen reçeteyi reddetme hakkına sahip olmadığı hatırlatıldı. Şüpheli durumlarda ilgili kurumlara bildirimde bulunmanın eczacının görevi olduğu ifade edildi. Bu nedenle, yasa dışı ilaç kullanımlarında eczacıların değil, sistemdeki denetim ve ruhsat süreçlerinin gözden geçirilmesi gerektiği savunuldu.
Kamuoyunda sıkça gündeme gelen pregabalin etken maddesine de dikkat çeken Çorum Eczacı Odası, bu ilaçla ilgili bilimsel verilere dayalı kaygıların arttığını belirtti. Emniyet birimlerinin raporları ve saha gözlemlerinin, bu ilacın bağımlılık yapıcı etkileri nedeniyle yasa dışı kullanım riskini ortaya koyduğu aktarıldı.
Oda tarafından Sağlık Bakanlığı’na iletilen talepler ise şu şekilde sıralandı: Pregabalin içeren müstahzarların ruhsatlarının askıya alınması. Mevcut serilerin toplatılarak kontrollü imha sürecine alınması. Formülasyonun bağımlılık potansiyelini ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlenmesi”
“ECZACI SUÇLU DEĞİL,
ÇÖZÜMÜN PARÇASIDIR”
Çorum Eczacı Odası, sağlık sistemi içindeki yerinin hedef alınmasının mesleğe zarar verdiğini vurguladı. Eczacıların gece gündüz görev yapan, ilaca güvenli erişimi sağlayan sağlık profesyonelleri olduğu ifade edildi.
Toplum sağlığına ilişkin yapısal sorunların ancak bilim, eğitim ve adil denetim politikalarıyla çözülebileceği kaydedilirken, basın ve kamuoyuna da önyargısız bir dil kullanma çağrısı yapıldı.