İçeriği elbette farklı, ama bu yazımızın başlığı Işıl Özgentürk’ten. Değerli kültür kadını ve yazar Özgentürk, tam da bizim düşündüğümüz başlığı kullanmış, Pazar günü Cumhuriyet’teki yazısında.
Düşlerimizden vazgeçmemiz, bir bakıma, gelecek güzel günlere olan inancımızı ve umudumuzu, dolayısıyla yaşama sevincimizi, tutkumuzu yitirmemiz anlamına gelmez mi?
2018’in ilk günlerinde biz, gerçekten düşlerimizden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz. En büyük düşümüz, toplumsal barış ve hoşgörü…Karşılıklı sevgi ve saygıyla, kardeşçe bir yaşam…Vazgeçebilir miyiz?
Çorum için öncelikle “barış kenti” düşünü kuruyoruz. Nitelikli bir büyümeyle 500 bin nüfus hedefini önüne koymuş, bölgesinin sanayi, ticaret, sağlık, eğitim, turizm, kültür ve sanat merkezi olmaya yönelmiş bir Çorum düşünü… Vazgeçebilir miyiz?
Kendi dinamikleriyle; insanının girişimci ruhuyla, risk almasıyla, özveride bulunmasıyla, devlet teşviklerini dürüstçe yerli yerine kullanmasıyla ve borcuna sadakatiyle, Orta Anadolu bozkırında bir “sanayi vahası” yaratmış olan Çorum’un, duraksamadan, tökezlemeden sanayileşmesini sürdürmesinin düşünü kuruyoruz. Vazgeçebilir miyiz?
Sanayileşmenin ve büyümenin, medeni, müreffeh bir kent olmanın yolunun , demiryolu ve hava ulaşımına sahip olmaktan geçtiğini çok iyi bildiğimize göre, Çorumlu’nun asırlık özlemi demiryoluna ve çeyrek asırlık özlemi havaalanına ulaşması, düş olmaktan da öte, artık “anasının ak sütü gibi helal” hakkıdır. Vazgeçebilir miyiz?
Düşlerimiz iyilik üzerine, güzellik üzerine, sevgi üzerine, insanımızın mutluluğu üzerine… Vazgeçebilir miyiz? Neden vazgeçelim? Vazgeçmeyeceğiz! Tersine, içimizde, umuda, sevgiye dair ne varsa, büyüte büyüte yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Çorum halkı adına, Çorum halkıyla beraber…