Kısa adı SOMTAD olan Soğutma, Muhafaza, Taşıma Bilimleri ve Sanayicileri Derneği Başkanı, ÇORUM HABER’in köşe yazarı Prof.Dr. Rahmi Türk, demiryolu taşımacılığının karda, fırtınada, fosil yakıtlara gereksinim duyulmadan, aynı anda büyük yükleri titreşimsiz raylar üzerinde bir merkezden diğer bir merkeze sağlıklı bir şekilde ulaştırabilme fırsatı sağladığını belirterek, ülkemizin stratejik bakımdan demiryolu projelerini ivedilikle gündeme almak ve yaşama geçirmek zorunda olduğunu vurguladı.

 Gerek, daha temiz ve yaşanabilir bir dünya, gerekse ulaşım güvenliği açısından demiryolu taşımacılığının avantajlarına dikkat çeken Prof.Türk, demiryollarının, karayollarına göre, yapım maliyeti bakımından 3.5 kat, arazi kullanımı bakımından 2.7 kat, karbon salınımı bakımından ise 88 kat daha düşük olduğunu da eklerken, geçmişteki ihmallerin, hızlı bir şekilde telafi edilmesi gerektiğini söyledi.

İşte Prof. Dr. Rahmi Türk'ün yazısı...

Dünya kıtalarının ortasında (Doğu-Batı / Kuzey-Güney) eksenlerinde yer alan TÜRKİYE; coğrafi konumunun getirdiği avantajlar sayesinde KARA-DENİZ-DEMİR ve HAVA yolu taşımacılıklarında stratejik olarak çok önemli bir yere sahip olmakta ve her geçen gün de bu önemi artmaya devam etmektedir.

Dünya’da enerji fiyatlarının beklenenden daha hızlı artması, birçok sektörde olduğu gibi taşıma ve lojistik konularında da acil enerji politikalarını yeniden gözden geçirmeye, yeni yöntem ve arayışları gündeme taşımış, uluslar ve uluslararası geçiş yolları, taşıma araçları, yeşil antlaşmalar, karbon salınımları gibi birçok kuralların öngördüğü şekilde yeniden yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi zorunlu olmuştur.

Daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için yapılan öngörü ve anlaşmalara- protokollere tüm ulusların mutlak uyması gerekmekte olup; ancak bazı ülkeler bu kısıtlama sürecinin hızlı ilerlemesini engellemektedirler. 2030’da karbon salınımını %50 azaltmak; 2050’de de nötr karbon, yani atmosfere salınan karbon dioksit kaynaklarını ortadan kaldırmak hedeflenmektedir. Örneğin; bu nedenle özellikle büyük tonajlı gemilerin atmosfere saldıkları karbon dioksit’ i yakalamak ve kendi içinde tanklara stoklamak ve sonrası da karada yeraltı depolarına boşaltılarak atmosfere salınımın engellenmesi hedeflenmektedir.

Atmosferdeki ozon tabakasının hızla incelmesi ve hatta delinmesinin iklim değişikliklerine, sıcaklık artışlarına, kuraklığın tarımdaki olumsuz etkilerine neden olduğu artık çok iyi bilinmektedir. Bu nedenle uluslararası taşıma yol ve araçlarında inanılmaz önlemler alınmakta, çevreye verdikleri olumsuz etkileri en aza indirmek konusunda ciddi tedbirler zorunlu olmaktardır.

Konumuz olan taşıma yol ve araçlarında ise; petrol yerine elektrik ve doğa dostu hidrojen gibi yakıtlara, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerjilere yönelim yanında; taşıma yollarında her türlü olumsuz koşullardan en az etkilenen, en düşük enerji ile hedefe varan, en kısa sürede, en ekonomik, evden eve ve taşıdığı yükün niteliğini bozmadan hedefe ulaştırmak öncelik almaktadır. Ancak; Türk tarım ürünlerinin gerek Demir ve gerekse Deniz yolları ile taşınması oranı; zaman, liman ve bahçeden son tüketiciye ulaşımdaki dezavantajlar nedeniyle diğer ulaşım yolları içerisinde toplam taşıma oranı %20’yi bulamamaktadır. Fakat yakın gelecekte bu oranın hızla artacağı öngörülmektedir.

İşte sayılan bu niteliklere en uygun taşıma yollarından birinin de DEMİR yolu olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Çünkü bu taşıma yolu; karda, fırtınada, fosil yakıtlara gereksinim duymadan aynı anda büyük yükleri titreşimsiz raylar üzerinde bir merkezden diğer bir merkeze sağlıklı bir şekilde ulaştırabilmektedir. Her ne kadar 2023 yılı taşıma paylarında demiryolu %20 pay alsa da gelecekte bu yolun daha çok öncelik alacağı beklenmektedir.

Demiryolları Karayollarına göre; yapım maliyetleri 3,5 kat, arazi kullanımı 2,7 kat, işletme maliyetinin 2,4 kat, Karbon salınımı 88 kat daha düşük ve    avantajlı olduğu yapılan fizibilite hesaplarından anlaşılmaktadır. Ayrıca; ulaşım güvenliği daha yüksek ve olumsuz iklim koşullarından diğer Kara-Deniz-Hava ulaşım modlarına göre daha az etkilenmesi gelecekteki projelerde öncelik almasına neden olmaktadır.

Özellikle de kombine (İntermodal) taşımacılıkta yani Kara, Deniz ve Hava yolu yüklerinin birbirlerine aktararak taşınması halinde çok daha ekonomik, hızlı, güvenilir bir taşımacılık gündemde yerini alacak ve Çin’den İngiltere’ye bir yükün kesintisiz, hızlı ve güvenilir şekilde ulaşımı sağlanacaktır.

Bu nedenle; Ülkemizin çok hızlı ve geçmişteki ihmallerin bedelini de ödeyerek demir yolu projelerine yeterli ve öncelikli kaynak ayırması, fiziki ve stratejik konumu nedeniyle bu sektörden Ülkemizin iyi bir döviz geliri eldesi çok muhtemeldir. 

Konumuz içersinde yer alan bir diğer taşıma yolu da DENİZ yolu taşımacılığıdır. Kuru yük, petrol, konteynır, dökme yük ve yolcu taşımalarında tüm dünyanın toplam yüklerinin yaklaşık %86’sı deniz yoluyla hedeflerine ulaşımı sağlanmaktadır. Bu nedenle; anılan taşıma yolu ve araçlarında önemli gelişmeler/buluşlar sistemlere entegre edilmektedir.

2024 yılında küresel deniz ticaretinin %2,1 oranında artması beklenirken; ana ticaret güzergahının değişmesi, Süveyş kanalından uzaklaşma nedeniyle ton/mil cinsinden ticaretin %3,1 oranında artması öngörülmektedir. Kızıldeniz’den kaçınmak için yapılan yeni yönlendirmelerin TEU mil ticaretinde yıllık bazda 2024 yılında yaklaşık %8,3 artış sağlanmış olup bu durumun son kullanıcıya maliyeti de o oranda artmıştır.

2024 yılında dünya ticaret hacmi, taşıma modlarına göre; 14,8 milyar ton olarak gerçekleşmiş, Dünya deniz yolu taşımacılığı 12,6 milyar ton, diğer taşıma yollarının ise 2.2 milyar ton olarak gerçekleşmiştir.

2023 yılı Türkiye’nin dış ticaretinde taşıma yollarının Ülkemiz bütçesine katkısı dolar bazında % lik değer olarak;

*%55 $ ile Deniz yolları,

*% 24 $ Kara yolları,

*% 13 $ Hava yolları,

*% 8.0 $ Demir yollarından ülke bütçesine gelir sağlamıştır.

Yunanistan, Çin, Japonya kapasite bazında Dünyanın en büyük ticaret filosuna sahip olup, dünya toplam yük taşımacılığının yaklaşık %47,4 ünü kontrol altında tutmaktadır.

Türkiye ise maalesef deniz yolu taşımacılığında kendi yüklerinin %90’ını yabancı bayraklı gemiler ile taşıtmaktadır.

SONUÇ

Dünya yük ve insan taşımacılığında; Demir yollarının Multi-modlu, diğer ulaşım yolları ile kombineli bir şekilde, hava yastıklı raylar üzerinde saatte 1000 Km. hız yapan elektrik ve güneş enerjili yeni nesil araçları, işletme maliyeti ve karbon salınımı düşük avantajları ile gelecekte yıldızı parlayan bir ulaşım yolu olacağına kesin göz ile bakılmaktadır.

Her ne kadar Ülkemiz Çin’den Londra’ya uzanacak projede, Adapazarı-Karasu limanı ile İstanbul-Samsun limanlarına bağlantılı projelerde yatırım kararı almış olsa da; örneğin Karasu-Adapazarı bağlantılı demir yolu projesinde yanlış fizibilite nedeniyle istimlakler yapılmış ama çalışmalar durma aşamasına gelmiştir.

Ülkemiz; Demir yollarımızın gelecekteki stratejik gelişmelerde güçlü bir şekilde yerini almasını sağlayacak plan ve projeleri ivedilikle gündeme almak ve yaşama geçirmek zorundadır.  

Deniz yollarında ise; büyük tonajlı gemilerin açık denizlerde rüzgar enerjisini paraşütler yardımıyla yakıt kullanmadan yol almasına olanak sağlayan, kendi karbon salınımını yakalayan, hızlarını 22 deniz milinden yukarıya taşıyarak varış limanlarına daha erken yanaşan, son derece lüks insan ve konteynır gemilerinin kapasitelerini arttırarak taşıma maliyetlerini düşüren gemilerin devreye girmeleri ile bu ulaşım yolunda da donanımlı, yapay zeka destekli yeni nesil bir taşıma sektörünün denizlerde hizmet verdiklerini göreceğiz.

Üç tarafı denizlerle çevrili bu güzelim ülkemizin bu önemli sektörde de çok hızlı hamleler ile yüklerimizin %90’ını taşıyan yabancı gemiler yerine  TÜRK bayraklı gemiler ile taşınması dileklerimle.

Editör: HABER MERKEZİ