Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Belediyesi Osmangazi Millet Bahçesi Adile Sultan Sosyal Tesisleri'ndeki Ümraniye İş Dünyası Buluşması'nda yaptığı konuşmada, ekonomik programın başarısının siyasi ve toplumsal sahiplenmeye bağlı olduğunu, bunlar varsa programların başarılı olduğunu söyledi.
Ekonomide en olumsuz durumun belirsizlik olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ne kadar yükselirse belirsizlik, ekonomiyi o kadar olumsuz etkiler. Türkiye şu anda bu belirsizlikleri en aza indirdiği bir dönemden geçiyor. Genel ve yerel seçimlerle siyasi belirsizlikler ortadan kalktı, uygulamakta olduğumuz Orta Vadeli Program ile de politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Dolayısıyla öngörülebilirliği sağladığımız, istikrarı, güveni pekiştirdiğimiz bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz." diye konuştu.
Yılmaz, geçen yıl Orta Vadeli Programı ilan ettiklerini hatırlatarak, "Büyüme önemli, kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Büyümemizi belli bir seviyede mutlaka sürdürmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanımız da hep altını çiziyor, 'Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat.' diyor, sürdürülebilir, istikrarlı bir büyümeyi hep ön planda tutuyor. Nitekim son 20 yılda ortalama büyümemiz yüzde 5,4 olmuş. Aynı dönemde dünya yüzde 3,6 büyürken, ortalamasını söylüyorum, biz 5,4 büyümüşüz. Dünyadan oldukça iyi bir performans göstermişiz." ifadesini kullandı.
Geçen yıl Türkiye'nin yüzde 5,1 büyüme kaydettiğinin altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:
"14 yıl aralıksız büyüyen bir ekonomi olduğumuzu ortaya koyduk. Bütün bu ortalama büyümemizle birlikte ekonomimiz farklı bir yere geldi. Geçen yıl milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon dolar seviyesini geçti, 1 trilyon 130 milyar oldu dolar bazında. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolara yükseldi. Bu önemli bir performans. Bu yılın ilk 6 ayında yüzde 3,8 büyüdük. Bir istikrar programını hayata geçirirken, enflasyonla mücadele ederken bu büyümeyi yakalamamız da önemli. Burada dengeli bir büyüme politikamız var. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda daha fazla dış talebin destek verdiği bir büyümeyle belli bir büyüme düzeyini de sürdürüyoruz. Enflasyonu düşürdüğünüz zaman istikrar ortamını güçlendiriyorsunuz, öngörülebilirliği arttırıyorsunuz, yatırım ortamını iyileştirmiş oluyorsunuz. Nitekim tarihimizden de bunu görüyoruz. Türkiye'nin yüksek enflasyon ortalamalarına sahip olduğu dönemlerde, 10 yıllık dönemler itibarıyla bakarsanız yüksek enflasyon düşük büyümeyi getirmiş. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşürüldüğü AK Parti döneminde ise az önce arz ettiğim gibi 5,4 ortalama büyümeyi yakalamışız. Demek ki enflasyonu düşürmek, istikrarlı ve yüksek büyümenin de temelini oluşturuyor."
"GEÇİŞ DÖNEMİNİ BU YILIN HAZİRAN AYI İTİBARIYLA TAMAMLAMIŞ OLDUK"
Yılmaz, Türkiye'nin büyümesinin devam ettiğini, yıl sonunda beklenilen milli gelir düzeyinin nominal dolar bazında 1,3 trilyon doların üzerinde, kişi başına gelir seviyesinin ise ilk defa 15 bin dolar civarında görüleceğini kaydetti.
Enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek istediklerini anlatan Yılmaz, "Bu konuda da başından itibaren 'üç dönem' olacak dedik. Bir geçiş dönemi, dezenflasyon dönemi, bir de kalıcı fiyat istikrarı dönemi. Geçiş dönemini bu yılın haziran ayı itibarıyla tamamlamış olduk. Son 1 yıllık dönemde depreme rağmen geçen yıl bütçe açığının milli gelire oranı 5,2 oldu, bu sene beklentimiz 4,9. Geçen yıl depremin etkisiyle bazı ekonomistler 'Yüzde 10'a gidecek.' diyorlardı bütçe açığı, öyle olmadı. Geçen yılın bu 5,2'sinden deprem harcamalarını düşerseniz, yüzde 1,6 aslında bizim gerçek bütçe açığı, deprem hariç bütçe açığı." ifadesini kullandı.

Editör: AA AJANS