Çorum’da 1980 yılının Mayıs ayında başlayan ve 4 Temmuz’da doruk noktasına ulaşan katliamın 44. yılı nedeniyle bir dizi anma etkinliği gerçekleştirilecek.
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından anma etkinlikleri kapsamında Hacı Bektaş Veli Vakfı Çorum Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. CHP İl Başkanı Av. Dinçer Solmaz, Emek Partisi İl Başkanı Muharrem Özünel, KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen Şube Başkanı Kenan Sırma, Çorum Alevi Kültür Merkezi Derneği Başkanı Yıldız Şahin ile platformun diğer bileşenlerinin hazır bulunduğu toplantıda konuşan Av. Ahmet Özdel, “Uzun yıllardır bu anmalarda temel slogan olarak ‘unutmadık, unutmayacağız’ diyoruz. Bir kısım insanlar, siyasi partiler ise; ‘unutalım, eski yaraları kaşımayalım, olmamış gibi davranalım ve birlikte yaşamaya devam edelim’ demektedir. Biz ise unutmayalım, unutturmayalım çünkü toplumlar bazı olay ve olguları unutmamalıdır, unutmak bu olayların yeniden yaşanmasına neden olmaktadır. Tüm dünyada katliamı yapanlar planlayan, katliamların unutulmasını ister” dedi.
“ÇORUM KATLİAMI İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN BİR SUÇTUR”
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu olarak iki temel taleplerinin bulunduğunu kaydeden Özdel, “Bu iki temel talebimizi yerine gelene kadar her yıl etkinliklerimize tekrar edeceğiz. Bu taleplerden birincisi, Çorum Katliamı insanlığa karşı suçtur ve zaman aşımı işlemez o nedenle tüm devlet arşivleri açılmalı ve gerçek sorumlular yargılanmalıdır. Çünkü ‘Çorum Katliamı’ dava dosyalarının tamamı; basit adi bir olay olarak görülmüş, tetiği çekenler bulunmuş gibi yapılarak göstermelik yargılamalar yapılmıştır. Oysa bu yargılamalarla asıl ortaya çıkarılması gereken husus bu katliamı örgütleyen hangi güçler, odaklar ve sistem bunun tespiti ve yargılanması gerekir. Aslında bu sorunun kısmen cevabı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 12 Eylül iddianamesinde açıkça belirtilmiştir. Türkiye'de darbe ortamının kim yada kimlerce oluşturulduğu açıklanmıştır.
Örneğin, Çorum’da katliam başlamadan önce, bir kısım polis şeflerinin Çorum ataması neden yapıldı? (Nail Bozkurt gibi) ya da Vali olarak Rafet Üçelli Çorum'a neden atanmıştır? Ya da ABD elçilik temsilcilikleri neden Çorum’u ziyaret etmiştir? TRT’nin inşaat halinde olan ve hiçbir kimse tarafından yakılmamış olan caminin yakıldığını neden saatlerce haber yapmıştır?
Yargılamanın tekrar yapılmasını istemede ki temel amaç bu ve buna benzer soruların cevaplanması gerektiğidir. Tüm bu hususlar açıklığa kavuşturmadan, adalet yerini bulmaz ve kamu vicdanı tatmin olmaz.
Biz insanların aklında ve civanında olanın hukuki metinlerle tespitini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
“BARIŞ ANITI DİKİLSİN”
İkinci temel taleplerinin ise Kadeş Barış Meydanı’na bir barış anıtı dikilmesi olduğunu belirten Özdel, “Eğer bu şehir barışın ve kardeşliğin şehri olacaksa geçmişi ile yüzleşmeli ve her zaman kardeşliğin ve birlikte yaşamın değer unutulmamalıdır, bu nedenle bir anıt dikilmesini talep ediyoruz.
Bizler her şeyin iyi olmasını isteyen insanlarız. Kardeşlikten, sevgiden, eşitlikten, hoşgörüden başka gücü olmayan insanlarız. Kardeşliğin, barışın mahalleden, sokaktan başladığına inanan insanlarız. Bizler her şey güzel olacak diyen gençlere inanan insanlarız. Bu nedenle farklılıklarımızı kabul ederek eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve insan hakları düzleminde birleşmeliyiz. Eşit, özgür, demokratik bir ülkede tüm hak ve özgürlüklere sahip bir vatandaş olarak barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Bu nedenle barış ve kardeşlik diyoruz. Aynı duygularımızı bu yıl da tekrar ediyoruz
Yıllar önce yaptığımız bir toplantıda rahmetli olan DYP milletvekillerinden Adnan Türkoğlu da barış anıtı yapılması fikrini destekleyenlerden birisidir, bunun da tekrar hatırlanmasını isteriz” dedi.
“NEFRET BİR HASTALIKTIR”
Nazilerin elinden kurtulan Yahudi kökenli Eddie’nin ‘Naziler benden nefret etmemi istediler. Ama ben etmiyorum. Onlar bizden nefret ediyordu ama ben etmiyorum. Gençlere 'o kelimeyi kullanmayın' demek istiyorum. Birinden nefret etmek tehlikeli. Nefret bir hastalık’ sözlerinin tekrar hatırlanmasını istediklerini belirten Özdel, “Bugün Netanyahu nefretin simgeleşmiş şeklidir, tarihte Hitler, Mussolini de onun bir benzeridir. Bizler de ölümden kurtulan bu kişinin hissettikleri hissediyoruz.
Bizler bu toplumda Yunus Emre’nin dilini kültürünü yerleştirmek istiyoruz. Yunus, barıştan-kardeşlikten-sevgiden yanadır. Nefret, kin, ikilik, ırk ve mezhep ayrımı Yunus’un dilinde yoktur. Kendinden olmayanı düşman görmek, kendisi gibi inanmayanı katli vacip olarak kabul etmek, Yunus’un, Hacıbektaş’ın, Ahmet Yesevi’nin dilinde, kültüründe yoktur.
Bu nedenle Çorum Emek ve Demokrasi Platformunun bileşenleri olarak Kadeş Barış Meydanı’na bir barış ve kardeşlik heykelinin dikilmesini ve katliamın bir daha yaşanmaması için unutulmaması için bu etkinlikleri yapıyoruz” dedi.
Özdel, 2 Temmuz günü Hacı Bektaş Vakfı bahçesinde 1980 Çorum Katliamı dönemindeki gazete ve dergilerden çıkan haber ve fotoğrafların bulunduğu sergi açılışı yapacaklarını söyledi
Akşam saatlerinde ise Çorum Katliamına dair çekilmiş belgeselin slayt gösterisini izleyeceklerini ifade eden Özdel, “Bu iki etkinliğimiz tarihi bir belge niteliği taşımaktadır.
2 Temmuz akşamı HBV bahçesinde, Alevi-Bektaşi müziğinin öncülerinden Feyzullah Çınar'ın yakını olan Zeynep Karababa'nın katıldığı dinleti yapacağız. Yine yurt içinden ve yurt dışından gelen konukların konuşmalar yapacağı serbest kürsü etkinliğimizde ise Çorum Katliamı ve ülke gündemine dair tüm katılımcılar serbestçe görüşlerini ifade edecektir. Bu konuşmalar esnasında yine yazar ve sanatçılarımız, katliama dair görüşlerini açıklayacaktır.
3 Temmuz günü ise sabah saatlerinde vakıf bahçesinde toplanarak, Kadeş Meydanına kadar yürüyüp orada basın açıklaması yapılacaktır” dedi.