Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı öncülüğünde, üniversitelerde üretilen bilginin toplumda daha anlaşılır ve erişilebilir hale getirilmesi amacıyla düzenlenen Bilim Kafe etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen söyleşide “Aile İçi İletişim” konusu ele alındı.
HİTÜ Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜKASUM) ile Karakeçili Mahallesi Muhtarlığı işbirliğinde yapılan etkinlikte İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Çolak konuşmacı olarak yer aldı.
Prof. Dr. Çolak konuşmasında, güçlü bir toplumun temelinin sağlam aile yapısından geçtiğini vurgulayarak, aile kurumunun ilahi irade ile kurulmuş, sevgi ve merhamet temelli bir sığınak olduğunu ifade etti.
Çolak: “Evlilik, bireyin huzur ve mutluluğa kavuştuğu; aynı zamanda ahlakı düzenleyen ve sorumluluk bilincini öğreten bir eğitim yuvasıdır. Toplum olarak aileyi ayakta tutan aşkın değerlerini ihmal ettik. Günümüzde evlenmekten korkan gençler, küçük anlaşmazlıklarda çözümü boşanmada arıyor. Oysa aile sadece bireysel mutluluk için değil, toplumun ve devletin sağlamlığının da güvencesidir” dedi.
Abdullah Çolak, Napolyon’un “Fransa’nın en güçlü surları hangileridir?” sorusuna verdiği “İyi anneler!” cevabını hatırlatarak, sağlıklı toplumların sağlıklı ailelerden oluştuğunu söyledi.
“İletişim çağında iletişimsizlikten şikayet ediyoruz. Sizce de garip değil mi?” sözleriyle aile içi iletişimde yaşanan kopukluklara dikkat çekerek aile içinde kadın ve erkeğin birbirinin rakibi değil, tamamlayıcısı olduğunu belirten Prof. Dr. Çolak, empati ve karşılıklı anlayışın aile içi huzurun temelini oluşturduğunu söyledi.
“Hz. Peygamber, ‘Sizden biriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olamaz’ buyuruyor. Bu hadis, ilişkilerimizin empati temeli üzerine kurulması gerektiğini açıkça ortaya koyar” diye konuşan Prof. Dr. Çolak, aile içi iletişimde dengeli tutumların önemine değinerek, herkesin kendine düşen rolü yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Çolak sözlerini “Anne babanın birbirinin rolüne müdahale etmemesi, çocuğun karakter gelişimi için önemlidir. Ailede işler istişareyle yürütülmeli, eleştirilere açık olunmalıdır. Mevlana’nın dediği gibi, ‘İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur.’ Yakınlarımız aynı zamanda en iyi dostlarımızdır; onlardan gelecek öneri ve eleştirilere açık olmalıyız” şeklinde tamamladı.






