Mustafa Bayar, natürmort eserlerinde uzun süre kumaşları aksesuar olarak kullandığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“1980'den sonra kumaşı sadece natürmortlar içerisinde kullanmanın yeterli olmadığı kanaatine vardım ve kumaş beni başka alemlere götürdü. Uzun süre arayışlara girdim. Sebebi de şu olabilir düşünüyorum, çocukluğumda kumaş benim için hep ilgi çeken bir objeydi. Çocukluğum Amasya ve Çorum'un köylerinde geçti. Köy düğünlerindeki rengarenk kadın, erkek giysileri beni kumaşa yöneltti. 1960'lardan itibaren Sümerbank'ın ürettiği divitinler, basmalar, rengarenk kumaşlar hızla Türkiye'nin her tarafına yayıldı. Bu kumaşların doğa içinde, doğayla bütünleşmesi düşüncesi beni daha çok kumaşa yöneltti. 1971'de İstanbul'a gelmemle daha çok kumaş çeşidi görme olanağı buldum. Mesela Mahmutpaşa'ya, Kapalıçarşı'ya gidip oradaki kumaşları gördüm, inceledim. Rengarenk kumaşların gün ışığında görünüşü, ritmi, kombinasyonları beni daha çok etkiledi.”
Resimlerinde kumaş desenlerini gökyüzüne, denizlere, tarlalara, ovalara dönüştürdüğünü kaydeden sanatçı, "Bu çalışmalar beni ben yapan tarz haline geldi. Avrupa'ya gidip Rönesans ressamlarını inceledikten sonra da kumaşı nasıl ustalıkla kullandıklarını, kumaşa ne kadar önem verdiklerini gördüm. Bu, ufkumu daha da genişletti. Gelecekteki hedefim de kumaşın resimlerde kullanımını daha çok geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak." diye konuştu.
Bayar'ın 1990'dan itibaren ürettiği 66 ayrı tablonun bulunduğu sergi, 30 Ekim'e kadar ziyarete açık olacak.