Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, “22 Mart Dünya Su Günü” münasebetiyle yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında kabul edilen kararla ilan edilen “Dünya Su Günü” nün bu yılki temasının “ Buzulların Korunması” olarak belirlendiğini ifade ederek buzulları korumak veya kurtarmanın Dünyadaki tüm insanlar için hayati önem taşıdığını söyledi.
Genel Başkan Çelik, Dünya'nın kara alanının yaklaşık %10'unun buzullar veya buz tabakalarıyla kaplı olduğunu ve buzulların Dünya’nın tatlı su rezervlerinin %70’inden fazlasını barındıran doğal su depoları olduğuna dikkat çekerek “ Ancak iklim değişikliği, bu doğal depoları tehdit eden en büyük tehlike olarak karşımıza çıkmış ve son 50 yılda küresel buzul hacmi %30 oranında azalmıştır. Hızla eriyen buzullar milyonlarca insanın içme suyu, tarım ve enerji ihtiyacı demek olan su güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Eriyen buzullar, sadece su kaynaklarını değil, aynı zamanda deniz seviyesini yükselterek kıyı bölgelerinde sel riskini artırmakta ayrıca da ekosistemleri bozmaktadır. Dolayısıyla buzulları korumak amacıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak ve eriyen suyu daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmek son derece önem kazanmıştır” dedi.
Suyun tarım için oldukça önemli olduğuna ancak tasarruf tedbirlerinin alınması gereğine işaret eden Çelik, “Son yıllarda meydana gelen kuraklıklar ülkenin çeşitli bölgelerinde ürün kayıplarına sebep olmuş ve sulamaya olan ihtiyacı artırmıştır. Bu nedenle su kullanımında azami tasarruf sağlanmalı ülke önceliğine göre ekim deseni revize edilmelidir. Ülkemizin hayvansal gıda ihtiyacı dikkate alınarak AB ülkelerinde olduğu gibi ekilebilir arazi varlığının üçte biri yem bitkileri üretimine ayrılmalıdır. Artan su ihtiyacını kısıtlı su kaynaklarıyla karşılayabilmek için basınçlı sulama yöntemleri kullanılmalıdır. Modern sulama sistemleri yaygınlaştırılmaya devam edilmeli, yeraltı sularının korunması amacıyla; kısıntılı sulama ile birlikte gece sulaması yapılması teşvik edilmelidir. Su ihtiyacı az olan bitkilerin ekiminin yaygınlaştırılması mutlaka sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Çelik, iklim değişikliklerinin en çok su kaynaklarını olumsuz etkilediğini dolayısıyla bu durumun küçükbaş hayvancılığa da olumsuz yansıdığını belirterek, “Küresel iklim değişikliği hayvancılık özelinde de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini olumsuz etkilemektedir. Zaten kurak ve yarı kurak iklim kuşağında olan ülkemizin bazı bölgelerinin çölleşmesi riski, yağış alan bölgelerde bozuk olan yağış rejiminin daha da bozulması kaba yem açığı olan ve yıllık 10 milyon tonun üzerinde yem hammaddesi ithal eden ülkemizin et ve süt üretimini olumsuz etkileyecek ve girdi maliyetlerinin de artmasıyla dar gelirli kesimlerin gıdaya erişimini zorlaştıracaktır. Su kaynaklarının kuruması nedeniyle suya erişim problemleri yaşanması halinde bu durum hayvanların beslenme maliyetlerini artıracaktır. Neticede susuzluğun acı faturası hayvansal üretimdeki düşüşe kesilebilecektir” değerlendirmesinde bulundu.