Ülke genelindeki depremler ve alınan önlemlerle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan Karakurt, Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde bulunduğunu belirterek, 1999 Marmara, 2011 Van, 2020 Elazığ ve İzmir depremleri sonrası yaşanan büyük yıkım ve kayıpların, 6 Şubat 2023 depreminde daha da belirginleştiğini ifade etti.
Depremin etkilediği geniş alanlar ve yıkımın büyüklüğü, doğru planlama ve denetim eksikliklerine işaret ettiğini vurgulayan Karakurt, “Bilimsel şehircilik ilkelerine aykırı yapılaşma ve denetimsizlik büyük kayıplara yol açmaktadır” dedi.
Afet ve kriz yönetiminde bilimsel ilkeler doğrultusunda hazırlıkların yapılması gerektiğini belirten Karakurt, merkezi ve yerel yönetimlerin, bilim insanları, akademik kuruluşlar ve meslek odalarıyla işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Mimarlar Odası’nın depreme dirençli kentleşme için bilgilendirme çalışmalarına devam edeceğini kaydeden Karakurt, 2024’te ilkini düzenledikleri “Çorum’da Deprem Riski ve Deprem Dirençli Kentleşme” seminerinin ardından, doğru yapılaşma ve denetimlerle ilgili farkındalık yaratmayı hedeflediklerini bildirdi.
Karakurt, vatandaşları da depreme dirençli yapılar konusunda bilinçli olmaya çağırarak, “Yeni konut alırken zeminin doğru seçilmesi, taşıyıcı sistemin sağlamlığı çok önemlidir. Ayrıca, 2018 öncesi yapılarda yaşayanlar, deprem performans analizi yaptırmalı ve güçlendirme işlemleri için gerekli adımları atmalıdır” diye konuştu.
Zemin katlarda yapılan tadilatlara karşı uyarılarda bulunan Karakurt, bu tür tadilatların yapı güvenliğini riske atabileceğini belirtti. Ayrıca, bodrum katlarda veya yapının herhangi bir yerinde su sorununun yaşanmasının, taşıyıcı sistemde korozyona yol açarak deprem direncini azaltabileceği konusunda vatandaşları bilgilendirdi.