Atasözü, kelam-ı kibar, deyim, darb-ı mesel, bilge sözü kültürümüzün ana kaynaklarından bazılarıdır. Uzun yıllarda tecrübe, deney ile yaşantımıza yansımış, az sözler, çok mana anlatan, herkesin kendi yaşamına göre bir manası olan gerçek kültür hazineleridir.

İnsanları, uyarıcı, öğüt verici, çekindirici hatta tedbir amaçlı korkutucu ve koruyucu amacı taşıyan tek cümle ile ifade edilen atasözlerimiz paha biçilemez ilim, bilgi, tecrübe kaynaklarımızdır.

Atasözlerinin tarihi en az onlarca, yüzyıllarca yıl asırlarca önceye dayanan tarihsel belgeler ve bilgilerdir. Örneğin; “kuştan korkan darı ekmesin”, “kırlangıcın zararını yemenliye sor” gibi mahalli olanları, ulusal olanları, hatta uluslararası olanları da vardır. Örneğin; Çin atasözü gibi.

Bizim örfümüzde bazı değişiklikleri olmakla beraber, bunların hepsine eskiden darbı mesel denirdi ki, yüc e Allah Kur’an-ı Kerim’inde  insanları öğütlemek için birçok geçmiş, gelecek olayları kıssa, alırsan hisse şeklinde sunmuştur. Örneğin; Hz. Yusuf-Züleyha olayı. Habil-Kabil, Habibi Necer vs. gibi hadiseler Kur’an ayetleridir ki, Allah sözü, ayettir. İnanmak şarttır. Bir konu ayetse ayete kesin hadise dayanıyorsa, orada söz biter.

Bu mübarek ayetler genelde ilahi kelamla başlarlar. Demek ki, atasözlerimizin çoğu da dini, manevi kaynaklıdır. Biliyorsunuz ki ayetler kesin hükümdür. Netice kararıdır. Alternatifi yoktur. İnkarı küfürdür. Örneğin; “Çoğu haram olanın azı da haramdır” (içki ve uyuşturucu gibi) Efendim, az içilirse haram olmaz denirse ve böyle inanılırsa, küfür olur. Onun için Kur’an-ı Kerim kıssalarına da bu açıdan bakmak gerekir. Kıssalar öğüt, ibret almak için anlatılmıştır. Atasözlerinden herkes kendi yaşantısı ve hareketleri doğrultusunda kendisine bir hisse çıkarır. Ne mutlu ibret alana, hatadan kurtulana.

Derde derman sözlerden bir demet...

Esirgeyen bağışlayan ulu Allah’ın adı ile başlarım.

*Fani dünya hoştur amma akıbet mevt olmasa,

Cenneti ala hoştur ama, şiddeti nar (cehennem) olmazsa.

*Hak sillesinin sadası yoktur, bir kez vurursa devası yoktur.

*Hak tecelli eyleyince her işi asan eder,

Halk eder esbabını bir lahzada ihsan eder. Kul daralmayınca hızır yetişmez.

*Hak kulundan intikamın yine kul ile alır. Bilmeyen ilmü ledünni onu kul yaptı sanır.

Yeryüzünde fitne ve fesat çıkaranlar fesadını ulu Allah diğer fasikin fesadı ile ortadan kaldırmasaydı, yer gök fesada giderdi. Yüce Allah insanlığa karşı çok lütufkardır. (Bakara, 151)

*Laf var hulk (boğaz) içinde, söz var halk içinde, sözünü bin kere tart öyle konuş. Çünkü ağızdan çıkan söz ok gibidir. Geri dönüşü yoktur.

Özür kusuru yok etmez, sadece pişmanlığı anlatır.

*Öfkeli insan kudurmuşa benzer, bir damla suyu deniz görür. Çünkü kuduz sudan korkar.

*Öfkeyi yenmek kuduzu yenmek kadar zordur.

*Öfke, gadap insanın esas mayasını ortaya döken en etken olaydır. İnsanı öğrenmek istiyorsan onu öfkeli iken gör.

*Ufak tefek şeylere küsme, küsen abdalın zorbası başkadır.

*Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış.

*Başa gelen aşa, cana gelen mala gelsin. Arzu odur ki hiç gelmesin.

*İnsanların tümünü esir etmen mümkün değildir. Ancak insanlar iyiliğin zebunudur (esiridir) Herkes iyilik et ki, onlar senin sevenin, esirin olsun.

*Dana bacağından çarık, şeker kamışından koruk olmaz.

*Kötü insana iyilik edersen kötülük, iyi insana iyilik edersen iyilik görürsün.

(SÜRECEK)