Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız burada yaptığı konuşmada, son 10 yılda farklı sektörlere tahsis edilen orman alanlarında kayda değer bir artış yaşandığına dikkat çekerek, “Günümüzde kadar ormancılık dışı kullanımlar için tahsis edilen toplam 810 bin hektarlık orman alanın yüzde 47’si, son 10 yılda tahsis edildi. Enerji sektörü, bu tahsislerin başını çekiyor. Son 10 yılda, enerji sektörünün kullanımı için yaklaşık 136 bin hektar orman alanı tahsis edildi. Onu, 105 bin hektar ile madencilik sektörü izledi. Yalnızca bu iki sektöre yapılan orman alanı tahsisleri, toplam orman alanı tahsisinin yüzde 63’üne denk geliyor. Bu eleştirimden hareketle enerji sektörüne ve madenciliğe karşı olduğumuz anlaşılmasın. Bizim karşı durduğumuz ormanların ranta açılmasıdır” diye konuştu.
BÜYÜK ORMAN ALANLARINDA KAYIPLAR VAR
10 hektardan küçük orman alanlarında bir artış olmasına rağmen bin hektardan büyük orman alanlarında azalma olduğunu ifade eden Tahtasız, yıllık ortalama ağaç dikim sayısında da azalma yaşandığına dikkat çekti.
Enerjiye, madenciliğe karşı olmadıklarını, ranta karşı durduklarını dile getiren Mehmet Tahtasız, şunları söyledi: “Davet isimli şiirinde ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ diye insanı ve doğayı ne güzel özetlemiş memleket şairimiz Nazım Hikmet. Bir ağaç gibi hür olmak istiyorsak bir orman gibi kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz. Çünkü dağıyla, taşıyla, ormanıyla, deniziyle bu memleket bizim. Cennet vatanımız için ne yapsak az. Bizim mücadelemiz de bu cennet vatanı korumak. Ormanı ve doğayı ranta kurban vermemek. Kaz dağlarında, Akbelen’de olduğu gibi Ormanlarımız ranta açıldığında, yanan ormanların yerine oteller dikildiğinde Nasıl ki içimiz acıyor ve direniyorsak bugün burada olduğu gibi fidan diktiğimizde de tarifsiz bir sevinç içerisine giriyoruz. Yeşili ve doğayı seven bir insan olarak temennim odur ki; ranta ve yapılaşmaya karşı durulsun, orman yangınları ile etkin bir mücadele edilsin ve fidan dikimi sadece önemli gün ve haftalarda değil tüm yıla yayılsın. Ağaçlandırma bir devlet politikası haline gelsin.”
Tahtasız konuşmasını Kızılderili atasözü ile sonlandırdı: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”