Ortadoğu’da yüz günü aşan acılar yaşanıyor. Filistin’de yirmi beş bini bulan insan öldürüldü. Ateş sadece düştüğü yeri yakarmış. Geliştirilmiş silahları kullananlar daha çok insan öldürüyor. Falan bahane, filan bahane; kazanılan servet, elde edilen makamlar şahane.  Silah tüccarları, insan kaçakçıları, organ mafyası servetine servet katıyor. Birçok ülkenin yöneticileri yaşanan olayları sert bir dille kınıyor. Öldürülenler toplu mezarlara, sağ kalanlar yaşadıkları acılarla baş başa kalıyor. Sonunda evli evine; köylü köyüne dönüyor.

 Gazetelerin iç sayfalarında yer alan bir haber dikkatimi çekti. Yeni olmadığı için mi yoksa fazla haber değeri taşımadığı için mi ciddiye alınmamış.

Nedenlerini bilmiyorum. Yayınlanan bir habere göre aynı günlerde Pakistan, İran’ı;  Ürdün ise Suriye’yi vurmuş. Bunları yapanlar sokakta birilerine saldıran, camide haddini aşan sıradan insanlar değil. Uygar görünen güçlü ülkeler, neden başka ülkelerde yaşanan acılar karşısında sesiz kalıyorlar? Dünyanın her hangi bir yerinde haksız yere saldırıya uğrayan insanları insan olarak bile görmüyor. Haberde yer aldığı gibi düşman yerine koyduğu ülkelere saldırıyor!

Aradan yüz yıllar geçmedi. Irak, Katar’a saldırdı. Yıllarca İran- Irak savaşında binlerce insan öldürüldü. Komşumuz Suriye’de canlı yayınlarla insanlar öldürüldü. Afganistan’da silahlı çatışmalar yaşandı. Arap baharı olarak bilinen olaylarda kim kimi öldürdü belli değil!

Yaşanan olayları değerlendiren Müslüman olmayan bir uzmanın değerlendirmesi ilginç!  Dünya’da öldürülen her on Müslüman’dan dokuzunu yine Müslümanlar öldürüyormuş!

Suçlu arayanlar, öncelikle mantıklı düşünmeli. Atasözünde olduğu gibi eğri oturup doğru konuşmalı

Arap D†Şman Kardeşler