YOZLAŞMA

Abone Ol

Yozlaşma bir toplumun iç ve dış etkenlerle özünden uzaklaşarak iyi özelliklerini yitirmesi, bozulması, soysuzlaşması ve dejenere olmasıdır.

Yozlaşma toplumda ahlâki değerlere, hakka, hukuka ve insan haklarına saygı duyulmasını önemsizleştirir. Bu etkenlerin önemsenmemesi ülkede huzurun bozulmasına neden olur.

Ülkemizde bu günlerde yaşadığımız ve hepimizi üzen olaylar toplumdaki yozlaşmanın sonuçlarıdır. Biz böyle bir toplum değildik. Neden bu hale geldik, ne oldu bize? Sanırım hepimizin merak ettiği soru bu.

Her gün kavga, her gün cinayet, özellikle kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yapılanlar, insan olanın vicdanının kabul etmeyeceği bir tür katliam. Bunlar yozlaşmanın da ötesinde toplumdaki cezasızlığın, bozulmanın ve çürümenin sonuçları.

Ayrıca yozlaşma toplumda israfa, yolsuzluğa, hırsızlığa, gelir dağılımında adaletsizliğe, liyakatsizliğe, yönetime karşı güvensizliğe, demokrasi ve hukukun zayıflamasına yol açar. Bunun sonuncunda da toplum çürür ve çöker. En kısa sürede ülkemizde cezasızlığı ortadan kaldırarak, adalete, hakka ve hukuka gereken önemi vermeliyiz. Orta ve uzun vadede ancak iyi bir eğitim sistemi uygulayarak, ülkemizin geleceğini kurtarabiliriz.

Toplumun neden bozulduğunu merhum Neyzen Tevfik yıllar önce gayet güzel özetlemiş:

"Ekmek herkese yetecekti aslında; Tarlaya kargalar dadandı, ambara fareler, fırına hırsızlar, memlekete haramiler. Geldikleri gibi gitmediler. Kimi itini bıraktı, kimi bitini, kimi de piçini. Yoksa bu denli şerefsizin bizden olması, içimizden çıkması mümkün değil."