YILBAŞI VE TAKVİMLER
2015 yılında iki mevlit kandili bir de kutlu doğum haftası kutladığımız düşünüldüğünde kafa karışıklığı normaldir denilebilir. Fakat Osmanlı zamanında yılbaşı hicri takvim gibi 622 yılında başlayan, ama miladi takvim gibi yılın gün sayısı 365 olan bir çeşit güneş takvimi, Rumi takvime muhtaç olunduğunu da unutmamak lazım.
Kullandığımız miladi takvime göre bugün Yılbaşı 2016…
Yeni yılın uğur getirmesini dileyerek yazımıza başlayalım;
Bu takvime olumsuz bakmak, yılbaşını yılbaşından saymamakla 14-20 Nisan’da Kutlu Doğum Haftasını kutlamak birbiriyle bağdaşmaz.
Malum-u Aliniz 9 gün önce 22 Aralık’ta mevlit kandilini kutladık. 2 Ocak 2015 günü de kutlamıştık. Yani bir yıl içinde ikincisini kutlamış olduk. Hicri takvimin azizliği deyip geçelim. Hicri Takvimine göre Peygamber (SAS) efendimizin doğum günü 11 Rebiyülevvel olarak söylenip yazılırken miladi yıl 571 yıl kullanılıyor. Çünkü hicri takvimin yılbaşısı 1 Muharrem 622 tarihi. Yani Hicri takvimi başladığında peygamber (SAS) efendimiz 51 yaşındadır.
Bu konuda yanılgıya düşülen bir ayrıntıyı daha vurgulayalım; İslam âlemi vefatın 63 yaşında olduğunu konuşur. 63 yaş hicri takvime göre doğrudur ama miladi takvime göre doğrusu 61 yaştır. Çünkü doğum 571 vefat 632’dir.
*
Bu iki takvimden önemli ayrıntı, hicri takvimde ay sağlamdır. Yani gökyüzünde ayın görünmesiyle ay başlar. Devrini tamamlar, ikinci görünmesiyle sonraki ay başlar. Yani 28 gün olan Şubat, 30 gün olan Nisan 31, olan Mayıs gibi ayrıntılar yoktur. Miladi takvimde ise yıl sağlamdır. Dünyanın güneş etrafında devrini tamamlamasıyla yılın biri biter diğeri başlar.
Şimdi devrin birinin bitip diğerinin başladığı günü yaşıyor ve onu kutluyoruz.
Hristiyan kendine göre kutlarsa Müslüman da kendine göre kutlar. Örneğin ben; televizyon karşısına kuruluyorum, yanımda semaver var, çay bardağım afili, yanında da leblebi badem karışımı çerezim, gel keyfim gel!
Yeni yılın dünyamıza, ülkemize, eş-dostumuza ve ailemize, sağlık, huzur, mutluluk getirmesi de Cenab-ı Allah’tan isteğimiz oluyor.
*
Karınca kararınca bir yılbaşı yazısı yazdık. Daha önceki yıllarda daha detaylı yazdım. Bu konuda fikrimi bilenler bilir. Takvim, yılbaşı vs saat gibi zaman ölçüsünden ibarettir. O ölçüye göre kutlamalar her millete göre değişik olabilir. Yılbaşında hindi yemek Müslümanlığa zarar verir diyenler Müslümanlığa asıl zararı kendileri verir. Değişiklikleri anlayışla karşılamak huzur getirir.
*
Yeni yıla esaslı bir dersle başlayalım. Dersi Yavuz Donat’tan alarak Hıncal Uluç şöyle naklediyor:
“Adnan Menderes İngiltere’ye gitmiş. İsmet paşa partisine mesaj yollamış…
“Sayın Başbakan İngiltere’de, önemli bir devlet görevinde iken, kendisine karşı yürüttüğümüz muhalefeti askıya alacağız... Ziyaret süresince hükümeti ve Sayın Başbakan’ı eleştirmeyeceğiz… Milletin tam desteğini arkalarında hissetsinler.” (Ben de, İngiltere’nin ünlü başbakanlarından Churchill’in benzer şekilde, ‘ben yurt dışındaki rakibim iktidarı eleştirmem’ diyerek örnek mesaj verdiğini ekleyelim)
Yazısına “Al Sana Ders” başlığı koyan Yavuz, ders almayanı yazmamış…
İsmet Paşa, 1966’da Başbakan olarak Amerika’da resmi ziyarette bulunurken, Süleyman Demirel, gıyabında tarihin ilk Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni kurdurmuş ve İsmet Paşa’yı devirip, Suat Hayri Ürgüplü’yü başbakan yapmıştı. Kendisi milletvekili olmadığı için başbakan olamıyordu. Başbakan yardımcısı sıfatıyla hükümeti fiilen yönetti…”
Sayın Hıncal Uluç’un ders almayanlara verdiği örnek 1966’da bitiyor.
O zamandan bu zamana 49 yıl mı desem, yoksa 50 mi desem, siz kaç sayarsanız sayın o kadar ders alınmayan yıl geldi geçti ki. Şu anda görevde bulunanların sayıları da bir düzineden fazla, ben onları yazsam gazetemizin sayfaları yetmez.
Dileğimiz ders almayı bilen, özü sözü bir, rakibini yıpratıyorum derken ülkesini yıpratamamayı düşünebilen politikacılarımızın çoğalmasıdır.
En güzel günler ve yıllar sizlerin olsun.