Milletleri derinden etkileyen tarihî ve sosyal olayları manzum şekilde anlatan edebî eserlere “Destan” denir. Destanlar aklın ve bilimin toplum hayatına tam anlamıyla hâkim olmadığı ilk çağlarda ortaya çıkmış sözlü edebiyat ürünleridir.
SAİT MADEN
Dünya çapında grafik sanatçısı olan rahmetli hemşerimiz Sait Maden “Yeryüzü Destanları” adlı araştırma kitabıyla dünya tarihine efsanevi bir not düşmüş.
1931 tarihinde Çorum’da doğan Sait Maden ilk ve orta öğrenimini Çorum’da yapmış. 1955 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatları Akademisi Resim bölümünden mezun olmuştur. Küçük yaşlarda şiir yazmaya başlayan Sait, 18 yaşlarında Fransızca ve İspanyolca öğrendi. Şiirleri Soyut, Yazko, Edebiyat ve Varlık dergilerinde yayınlandı.
Genç yaşlarda dünya şairlerinden yaptığı çevirilerle tanındı. Grafik sanatıyla ilgilendi. Grafik Sanatçıları Derneği’ni kurdu ve uzun yıllar başkanlığını yaptı.
Tiyatro dekorları ve sinema afişleri tasarladı. Yaklaşık 8 bin kitap ve dergi kapağı, 500 kadar logo, broşür, ambalaj ve etiket tasarımı çizerek dünya çapında ünlendi.
Gazetecilik yaptı, 1964 yılında kendi atölyesini kurdu.
Sait Maden, dünya çapında pek çok ödül alarak Çorum’un adını bütün dünyaya duyurmuştur.
Sanırım, 2010- 2011 yıllarında Sait beyle Kadıköy’de karşılaşmış ve “merhaba Sait ağabey, nasılsınız? Ben Çorum Osmancık’tan tarih öğretmeni Mehmet Özata’yım. Geçen sene dünya çapında aldığınız bir ödülle ilgili olarak Çorum Haber’de sizin hayat öykünüzü yazmıştım.” dedim. “Evet, o yazıyı ben de okudum ve çok beğendim. Teşekkür ederim.” demişti. 19 Haziran 2013 tarihinde İstanbul’da ölen rahmetli Sait Maden üstadı sevgi, saygı rahmet ve şükranla anıyorum.
Geçen hafta İlber Ortaylı’nın “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar” ve Zülfü Livaneli’nin “Engereğin Gözü” kitaplarını okudum.
İNSAN GELECEĞİNİ NASIL KURAR (İLBER ORTAYLI)
Birkaç lisan bilen ve kültürel donanımı çok yüksek olan İlber Ortaylı’nın çok ilginç bir yazı tarzı var. Şimdiye kadar yazdığı bütün kitaplarında bir öğrencisini karşısına alarak soru cevap şeklinde olayları anlatıyor.
İlber Ortaylı bu kitapta kişinin hayattaki gayesini nasıl belirleyeceğini, hedefini nasıl koyacağını, geleceğini nasıl planlayacağını, potansiyelini nasıl değerlendireceğini yüzyılların içinde dolaşarak, tarihin büyük düşünürlerinin binlerce yıla meydan okuyan görüşlerini de yanımıza katarak izah ediyor.
Kendimize her gün sorduğumuz ve cevap bulmakta zorlandığımız soruları kendi deneyimleri ve engin bilgisi ışığında yanıtlıyor.
ENGEREĞİN GÖZÜ “ZÜLFÜ LİVANELİ”
Geçen ay Türkiye’nin en çok okunan kadın yazarlarından Ayşe Kulin’le kısa bir röportaj yaptım ve Çorum Haber’de sizlerle paylaştım. Zülfü Livaneli de Türkiye’nin en çok okunan erkek yazarlarından birisidir. Zülfü Livaneli’nin amcası Gökhan Livaneli Serik’de Ağır Ceza Reisliği yapan çok yakın bir arkadaşımdı.
Zülfü Livaneli ile de Mersin şehir stadında verdiği bir konserde tanışmıştım.
“Engereğin Gözü” adlı kitapta küçük yaşta hadım edilip Harem Ağası yapılmış zenci bir kölenin Habeş Süleyman’ın gözünden iktidar-birey ilişkisini anlatılıyor. Habeş Süleyman biricik efendisinin tahtla ölüm arasında gidip gelen kaderinin ellerinde bocalarken yeni Sultana “Padişahım Çok Yaşa” diye haykırmaktan da geri duramıyor.
Engereğin gözü tarihsel bir roman. Olaylar Osmanlı İmparatorluğunun önlenemez gerileme sürecinin başlarında ve çoğunlukla sarayda geçiyor.
ŞİMDİ SIRA BİLGE BAADDİN’DE
1-Yaratıklar üçe ayrılır diyor Mevlana. 1) Sırf akıl olan ve şehvetten arınmış melekler, 2) Sade şehvet olan hayvanlar,3) Hem akıl hem de şehvetten oluşmuş insanlar. İnsanın yarısı akıl, yarısı şehvet, yarısı melek, yarısı hayvandır.
2-Eski dostların ne kadar gerekli olduğunu ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçasını teşkil ettiğini 50 yaşından sonra daha iyi anlarsınız diyor İlber Ortaylı.
3-Geçen hafta İstanbul Esenler’de başta Afgan’lılar olmak üzere bütün mülteci gruplar ellerinde ülkelerinin bayraklarıyla laikliğe karşı meydan okuyarak kıyamet koparmışlar. Bu tür haberler maalesef yandaş basında dile getirilmiyor.
Ortadoğu’dan, Orta Asya’dan, Balkanlardan,
Kavimler göçü başladı eyvah paganlardan,
Yol geçen hanına döndü güzelim Anadolu,
Hayra alamet değil bu göçler, bıktık insanlardan…(Mehmet Özata)
30 Kasım 2022