YENİ OSMANLICILARIN REHBERİ ABDÜLHAMİT-7

Abone Ol

Abdülhamit deyince aklımıza ne geliyor, bir kaç sözcükle sıralayacak olursak; Kuruntu, hafiye sistemi, jurnalcilik, özel mahkemeler, polis devleti, keyfi tutuklamalar, sürgünler, ordudan kuşku duymak, despotluk, ilk aklımıza gelenler.

Olağanüstü durumu bahane ederek anayasayı yok saymak, 31 Mart gerici ayaklanmasının bir numaralı kışkırtıcısı, zamanın Volkan Gazetesi’ne maddi destek sağlamak. İsyancılara sempati ile bakıp güven verirken, Binbaşı Ali Kabuli Bey’in delik deşik edilmesine seyirci kalmak diğer nitelikleri olarak sıralanabilir.

Abdülhamit şark kurnazlığı ile devlet yöneteceğini sanıyordu; Bir yanda “Mümkün olduğu kadar her hususta, İngiltere hükümetinin fikir ve telkinleriyle hareket edeceğini” söylerken, öbür yanda “Berlin Halifesi” diye anılan Alman İmparatoru Kayzer ile kol kola giriyordu.

Dini siyasette kullanma açısından:

“İslam’ı yalnızca bir inanç olarak değil, siyasal birlik ideolojisi olarak algılama. Halife ve emirü’l mü’minin (İslâm ümmetinin lideri) nitelemelerini önemseme. “Hamidiye İslamcılığı” diye anılan çizgi ile Fransız devriminin “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkelerine karşı durma. “İttihadı İslam” ya da “Pan İslamizm” adı altında İslam egemenliği ve birliğini kurma amacı.

Arap önde gelenleri, ulema ve şeyhleri ile ilişkilere özel değer veriyordu.

Toplumu biçimlendirme açısından:

Osmanlı toplumundaki Şiileri Sünnileştirme isteği. Memurların çalışma saatlerinin namaz saatlerine uyarlanması. İnsanların oturduğu yerlerde meyhane açılmasının ve içki satışının yasaklanması. “Din ve edebe aykırı” her türlü davranışın zabıtalarca denetlenmesi. Kadınların giysilerine yönelik düzenlemeler yapılması. Halka açık yerlerde eğlencelerin yasaklanması, “genel ahlaka aykırı” her türlü temsil ve oyuna izin verilmemesi

Her düzeydeki okullarda din derslerine öncelik verilmesi, “dinini bilen ve uygulayan” insan yetiştirme amacının hedeflenmesi.

Bütün bu amaç, çaba, hedef ve uygulamalar; bugünkü Saray düzeninin dünya görüşü, Türkiye’yi sürüklemek istediği yer, oluşturmaya çalıştığı toplum yapısı açısından bir model olmasının ve bakanlıklara Abdülhamit resimleri asılmasının ardındaki siyasi İslamcı, mezhepçi, ümmetçi, yeni Osmanlıcı, İhvancı hareketin vazgeçilmez bir ereğidir. Bunu biliyor ve yaşayarak gözlemliyoruz. “(*)

Günümüzde olması gereken, saltanatı ve hilafeti kaldıran, özgürlük, eşitlik ve kardeşliği, bağımsızlığı, çağdaş uygarlığı ilke edinen güçlerin örnek ve önder olması gerekiyor; yeni Abdülhamitçiliğe karşı tüm toplum kesitlerinin hazırlıklı olması gerekiyor.

Sayın Prof. İlber ORTAYLI, “Bir tarafta Abdülhamit Han beklerken, bakarsınız ATATÜRK çıkagelmiş” diyor. Atatürk ilke ve devrimlerini silmek için uğraşan, çeşitli ayrımcılıklar yaparak, insanları birbirine düşüren, geren, resmi kurumlarda TC’nin yaşamasına bile sabrı olmayan, Totaliter Din devleti kurma yolunda doludizgin koşanlardan kurtulmanın tek yolu, parlamenter düzen ve çağdaş uygarlık yoludur.

Yarın: Abdülhamit dönemindeki baskılar ve hanedan yaşayanlarının Cumhuriyet hakkındaki görüşleri.

*Işık Kansu Cumhuriyet Gazetesi 15 Şubat 2020