YAZIK Kİ NE YAZIK!

Coşkuyla,
Şevkle,
Aşkla,
Neşeyle…
Madem ki adı bayram, öyleyse bayram gibi kutlayalım dedik duyarlı insanlar olarak bu günü.
Son 14 yıldır farklı kutlanıyor devletimizin temelinin atıldığı 29 Ekim.
Coşku mu dersin adına,
Şenlik mi dersin,
Aşk mı dersin,
Ne dersen de,
Halk, 14 yıldır devletin elinden alıp gerçek manada bayrama çevirerek her yerde kutlamaya başladı.
Nerede o daha önce devletin hazırladığı; etkinlikler, görsel şovlar, askeri geçitler, akşam verilen balolar,  caddelerde fener alayları…
Bana göre AKP’nin memlekete yaptığı en büyük hizmet diyebiliriz milli bayramların vatandaş tarafından hiçbir organizasyon olmadan doğaçlama yöntemi ile kutlanmasına!
Bayramların halka-millete mal edilmesi,
Bilerek, isteyerek, Atatürk’ün huzuruna çıkmak istemediklerinden mi, sonucu hesaplanarak mı yapıldı, emin değilim.
Ancak netice itibarı ile çok iyi oldu.
Sadece bayramlara özgü değil,
Yaşanılan her günde herkesin anlatacak bir hikâyesi vardır mutlaka.
Coşkuyla kutlamaya çalıştığım 29 Ekim Cumhuriyet bayramına dair anlatacak bir hikayem var benim de!
İçimi yaralayan,
Gözlerimi yaşartan,
Duygulanmama,
Kahretmeme neden olan.
Koca koca Binbaşıların, Yarbayların, Albayların, Generallerin tören amacıyla geldikleri Anıtkabir’de bir başçavuş tarafından üstlerinin aranması fotoğrafının gazete ve internete düşmesi!
İl Garnizon Komutanı’nın geleneksel bayram kutlamasına alınmaması!
Yanlış anlaşılmasın,
Fotoğrafı çekeni, haberi yapanı asla suçlamıyorum, hatta en büyük ödülü alması gerektiğine inanıyorum…
Beni kahreden,
Atatürk’ün askerlerinin içine düştüğü, düşürüldüğü durum
Hiyerarşi, rütbe, kıdem bitmiş,
Terörist olabilir diye komutanlar emri altındaki bir başçavuş tarafından aranıyor!
Komutan bayram kutlamasında protokol dışında oturuyor!
Yazık ki ne yazık!
Sebep olanın gözü kör olsun
Devletimizin temelinin atıldığı, Cumhuriyetimizin tescillendiği bu günü asla unutmayacağız!
Tarih bir gün bunları yazdığında şahit olacağız.
Her gününüz güzel olsun.