Televizyon haberlerinde, İngiltere’de “Yalnızlıktan Sorumlu Bakanlık” kurulduğunu duyunca, gülsem mi ağlasam mı diye tereddüt ettim ve insanlığın geldiği durumu düşündüm.
YanIızIık, adını biIe biImediğimiz bir yabancıyken, davul zurnalarla karşıladığımız milenyumlu yıllarda onunIa beraber uyanır olmuş insanlık !...
İnsanlığın elleri yıldızlara uzanırken, ellerinde kalan bir isyan olmuş yalnızlıklar. Fakat bununla birlikte insanları tanıdıkça da güzelleşir olmuş yalnızlıklar.
Neydi, yalnızlık dedikleri şey ?
Yalnızlık meşakkatli iş… Kendi kendine konuşmak neyse de, cevap vermek bir hayli zordur. İçinde ateş yanar, hava soğuk, beden donar, hain şeytan hale güler …
Yalnızsan eğer dermansızdır dizin; şu fani dünyada kaybolur izin; gözyaşı dinmeyen o kimsesizlerin sığınacak evi - yurdudur, yalnızlık.
Yalnızlık, elbette sadece tek başına olmakla tarif edilemez. Sosyal ortamlarda ve kalabalık hayatında anlaşılamadığını hisseden her insan gerçekte yalnızdır.
Yalnızlık sis gibidir, yalnızlık sızı. Yalnızlık buz gibi yakar dokunduğu her yeri. Yalnızlık ayaz, yalnızlık kaygan zemindir, tutunmadan durulmayan.
Mutsuzluk, endişe ve karamsarlık da ona eşlik eder. Enerjimizi azaltan bu duygular, endişelerimizi de artırır.
Yalnızlık sevgisizlik, yalnızlık kimsesizliktir.
İnsanın anlatacak çok şeyi vardır içinde, ama konuşacak kimsesi yoktur…
Bu nedenle yaşamlarını iş, alış - veriş ve farklı meşguliyetlerle doldurarak üstünü örtmeye çalışırlar. Bu şekilde içteki o boşluğu dışarıdaki uğraşlarla azaltmaya çalışırlar ama bu da farkına varmadan kendilerini ihmal etmelerine neden olur.
Yalnızlık hepimizin zaman zaman deneyimlediğimiz bir süreçtir, ama gizli ama açık. Fakat son zamanlarda “Düş önüme yalnızlığım yolumuz çok uzun.” diyenleri daha çok görür oldum. Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğrenir olduk.
Neden yalnızdır, giderek yalnızlaşır insan ?
Sevmeyi bilmediğinden mi, sevgisine layık birileri olmadığına inandığından mı, yoksa gerçekten sevgisine layık birileri olmadığından mı ?
Hep korkarız yalnızlıktan ve bir gece ansızın kapımızı çalmasın diye bir tane daha kendimizden doğururuz içimizde, “korkma” desin diye…
Hep en güçlü insanlar genellikle yalnızdır, derler, neden acaba ? Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş, güçleri buradan belki de.
Belki de, biriyle mutsuz olmaktansa yalnız başına mutlu olmak iyidir, diye düşündüklerinden;
Yalancı arkadaşlara, ikiyüzlü dostlara ve çekip gidecek bir sevgiliye sahip olmaktansa hiç olmamasını yeğlediklerinden…
Yalnızlığa yenilmemek için, sık sık hayaller kurulur; ama aslında neyin hayalini kurarsan kur, yalnızlık her hayalin sonudur.
Zor zamanlardır yalnızlık zamanları. O nedenle öğrenmek gerekir yalnızlıkla nasıl baş edileceği.
Kapımızı çalsa da yalnızlık, bırakalım kalsın dışarıda. Hayat ne kadar zor ve acımasız olsa da, hayatı öyle mutlu yaşayalım ki kapıdaki yalnızlık yalnızlığından utansın!
19.01.2018