Vakitsiz ve ihtiyatsız bir adım,
Mustafa Kemal’i pek güç bir duruma sokabilir.
Ama büyük stratej,
Bu güç durumları,
Fırsat buldukça muhalifleri için yaratacaktır.
Muhalifleri de ona fırsat vermekte hiç hasis değildirler.
Nitekim o günlerde seçim kanununda bir değişiklik teklif etmişlerdir.
Bu değişikliğe göre;
Bir seçim çevresinde beş yıl oturmamış olanlar,
Milletvekili olamayacaklardı.
Mustafa Kemal ise o günkü Türkiye sınırları içinde,
Hiçbir seçim çevresinde 5 yıl “mütemekkin” olmamıştı. (5 yıl süreyle oturmamıştı).
Demek ki,
Yeni meclis üyesi olamayacaktı.
Fakat Rumeli kaybolmuşsa,
Harpler içinde 5 yıl bir yerde oturmak imkânı bulmamışsa,
Kabahat onun muydu?
Mustafa Kemal,
Bu tema üzerinden pek kolay bir savaş açtı.
Memleketin her yanından,
Meclise protestolar yağdı.
Düşmanları sinmek zorunda kaldı.
Sekiz ay süren Lausanne/Lozan konferansında bir kesilme olması üzerine,
Ankara’ya gelen baş delege İsmet Paşa’ya karşı hazırlanan hücum taktiği de havaya gitti.
Mustafa Kemal’in hiç boş durduğu yoktu.
Bütün sırlarını sımsıkı gönlünün içine kapayarak,
Halkı kendine bağlamak için dolaşıp durmakta,
Meclis dışındaki otoritesini kuvvetlendirmekte idi.
1923 Temmuz’unda Lausanne’da yeni devleti bütün dünyaya tanıtıyorduk.
Kapitülasyonsuz,
Tam egemenlik ve bağımsız şartları içinde,
Milli bir devlet olmuştuk.
Birinci Dünya Harbine girdiği vakit,
Bu devlet,
Gerçi bir saltanattı ama bir yarı sömürge idi.
Rus Çarı’ndan izin çıkmadıkça,
Alman sermayeli demir yolunu Ankara’dan bir karış ileriye yürütmeye hakkı yoktu.
Doğu vilayetleri,
Tıpkı Rumeli gibi,
Vatandan kopmak üzere idi. (Falih Rıfkı Atay. Çankaya. Doğan Kardeş matbaacılık. S: 350. 1969. İstanbul)
Büyük Atatürk’e saldıranlar,
Saldıracak o kadar çok konuları vardı ki.
Dünyada 8 milyar insan var.
Dolayısıyla 8 milyar da insan karakterinin olması doğaldır.
Ama Atatürk düşmanları için bu farklı idi.
Atatürk’e saldırılan her konu,
Düşmanları için aynı idi.
Yani her düşmanın konusu diğerleri için de geçerli idi.
11.08.2022 – Ankara