Tavuk, çayırda otlayan ineğe giderek: “Merhaba inek hanım! Sana ortaklık teklif etsem, ne dersin?” diye sorunca, inek merak ederek;
-“Söyle bakalım, ne iş bu?” diye sormuş. Bunun üzerine tavuk;
-“Seninle sucuklu yumurta yapalım, insanlar sucuklu yumurtaya bayılır!” demiş. Teklif, ineğin de aklına yatmış ve ortak olmuşlar. Tavuk hemen yumurtlamak üzere folluğuna gitmiş ve birkaç gün sonra bir küfe yumurtayla çıkagelmiş. Yanında da eli bıçaklı bir adam varmış.
İnek bir gözüyle adamı süzerken tavuğa sormuş:
-“Bu da kim? Bunu niye getirdin?” Tavuk;
-“Kim olacak, kasap. Sucuklu yumurtanın yumurta kısmını ben hallettim. Et kısmı da sana ait. Şöyle yere uzan da kasap uygun bir yerinden gerekli eti alsın.”
Fıkramız; kalkınmış ülkelerle, bizim gibi halâ kalkınmakta olan ülkeler arasında yapılan “Ekonomik İşbirliği Antlaşması” protokolüne örnek olmuş dersek, acaba isabet olur mu? Ne dersiniz?
*******************
“Cambaz”ın değişik anlamları vardır; at ya da tel üstünde gösteri yapanlara da cambaz denir, özellikle hayvan pazarlarındaki pazarlıkçılara da aynı isim verilir. İşte bu ikinci grup cambazın biri, satılık eşeğini yularından çekip pazara getirmiş. Ancak eşek yürürken az da olsa topallıyormuş. Başka bir cambaz bizimkinin yanına yanaşarak;
-“Kaça bu eşek?” diye sormuş.
-“Bin lira!” demiş bizimki. Diğeri de;
-“Aldım gitti, ver elini helalleşelim!” demiş ve parasını verip eşeği satın almış.
Onların bu pazarlığını izleyenlerden biri, alıcının kulağına eğilerek:
-“Yahu görmüyor musun, bu eşek topal; onun için ucuza verdi!” diye fısıldayınca, o da;
-“Eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. O da topal sanıp ucuza elden çıkarmağa bakıyor!” demiş.
Bunun üzerine aynı kişi bu kez de eşeği satana koşmuş ve:
-“Yahu şimdi sattığın eşek topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış. Niye ucuza verdin?” deyince, bizimki kurnaz kurnaz gülümseyerek: -“Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum!” demiş.
Adam durur mu? Bu kez de hemen eşeği alana koşarak;
-“Yahu eşek gerçekten topalmış; taşı o koymuş. Seni kandırıp parayı aldı!” deyince, alıcı dövünerek:
-“Vay namussuz; eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!” demiş.
İsterseniz bu ticaretin adına da “Serbest Piyasa Ekonomisinde Ticaret Şekli” dersek, uygun olur mu?
*******************
Aslan, köpek ve tilki birlikte ava çıkarak bir geyik yakalamışlar. Aslan, köpeğe dönerek; “Şunu pay et!” demiş. Köpek avı üç eşit parçaya böldükten sonra herkesin payını önüne koymuş. Aslan kendi payına şöyle bir göz ucuyla baktıktan sonra köpeğe dönerek;
-“Hani benim aslan payım?” diye sormuş.
Köpek, takdir edilmeyi beklerken, aslanın bu tepkisine bir anlam veremediği için:
-“Ne demek aslan payı!” diye sorma hatasını işleyince de olan olmuş ve aslan yattığı yerden kalkarak bir anda köpeği parçalamış. İşini bitirince de bu kez tilkiye dönüp;
-“Hadi, sen pay et!” deyince, tilki bir gözüyle yerdeki parçalanmış köpek leşine bakarak:
-“Efendim sizin olduğunuz yerde pay etmek de ne demek? Hepsi sizin, buyurun afiyetle yiyin!” demiş. Aslan, bu ikrama hem sevinmiş, hem de hayret etmiş ve;
-“Sen bu cömertliği kimden öğrendin?” diye sorunca, göz ucuyla parçalanmış köpeği göstererek;
-“Az önce bundan öğrendim, saygıdeğer efendimiz.” demiş.
İsterseniz bunun adına da “Dünyadaki Sosyal Adalet Sistemi” diyelim. Ne dersiniz, sizce de uygun mudur?
DÜŞÜNEN SÖZLER:
· Herkesin hakkı gücü kadardır. B. Spinoza
· Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır? F. Castro
· Eşit olmayan insanlara eşit davranmaktan daha büyük adaletsizlik olamaz. T. JEFFERSON
· Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister; hâlbuki bunlar güçlünün umurunda bile değildir. Aristo
· Bugünkü kanunlar, büyük sineklerin delip geçtiği küçüklerin de takılıp kaldığı, bir örümcek ağı gibidir. Balzac
· Kanun kılıca benzer; keskin tarafı güçsüzün göğsünde, sapı ise güçlünün elindedir. G. FENTON