Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) hükümete ekonomi ve güncel politikalar konusunda üst düzeyde eleştiriler yöneltti. Nihayet TÜSİAD yetkilileri konuştu, elbette iyi de etti. Hükümetin kamuoyunca gözlenen son derece önemli, hukuk dışı uygulamaları, cumhuriyetin temel değerleri ile çelişen tutumuna karşılık TÜSİAD yetkililerinin konuşmasından daha doğal ne olabilir. Bu nedenle “nihayet TÜSİAD tehlikenin farkına vardı ” diyoruz.
Son günlerde yaşanan tutuklamalardan, ihraç edilen teğmenlere, Kartaltepe yangınına, İliç madenlerinde ölen işçilere, depremlerde hayatını kaybeden insanlara, hukukun üstünlüğü ve çekilemez hal alan enflasyona kadar pek çok konuya değiniyorlar.
TÜSİAD yaklaşık 7 yüz üyesi olan Türkiye’nin en zengin iş adamı ve sanayicisinden oluşuyor. Varlıkları ile ülkenin çok önemli bir kesitini oluşturuyorlar. Söyledikleri her sözün toplum kesimleri ve iktidar üzerinde önemli etkisi vardır. Bu kapitalist ülkelerin tümünde böyledir. Örneğin ileri demokrasiye sahip Avrupa ülkelerinde de böyledir.
Avrupa ülkelerinin sermaye çevreleri, kendi gelişim ve büyümelerini ülkelerindeki demokrasinin, insan haklarının, işçi haklarının, evrensel değerlerin gelişimi ile özdeş tutmuşlardır. Avrupa’nın iş adamları ve sermaye çevreleri rejimlerine sahip çıkmakta, arkasında durmaktadır. Onun içindir ki bizim gibi ülkelerin onlara üye olarak girmesi bile hayalden öteye geçmemektedir.
Aslında Avrupa Birliği’ne girmek için önemli aşamalar kaydetmişken, mevcut iktidarla birlikte o da suya düşmüştür. Türkiye artık bir Ortadoğu ülkesi görünümündedir. Demem o ki ülkede cumhuriyet yıkılırken, anayasa çiğnenirken, laiklik elden giderken ne yazık ki TÜSİAD hep seyretti. Ya da genelde iktidarı destekledi.
Oysa cumhuriyetin kurulması ile nimetlerinden en çok yararlananlar sermaye çevreleridir. Ancak “cumhuriyet varsa biz de varız, cumhuriyetin değerleri kemirilirse bundan en büyük zararı bizler görürüz” demediler. “Ülkede ileri demokrasi gelişirse biz de paralel olarak gelişiriz” demediler. Normal burjuva demokrasisini bile ülkemiz insanına çok gördüler. Sayın Merdan Yanardağ’ın deyimi ile “Türk burjuvazisi cumhuriyeti öksüz evlat gibi cami avlusuna terk etti”, sahipsiz bıraktı.
Yaşadığımız sıkıntıların büyük bölümü bundandır. Avrupa birliği ülkelerinde hem ileri demokrasi var. Hem sermaye çevreleri insan haklarına dayalı modern kazancı seçmişler. Hem ülkeleri ileri demokrasi ile gelişiyor. İşçi sınıfı da insanca yaşam standardına kavuşuyor.
Türkiye’nin en büyük iş insanı rahmetli Vehbi Koç’un “Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım” sözünü çok önemsiyorum. Rahmetli Sakıp Sabancı da benzeri sözcükleri çok kullanırdı.
Aslında cumhuriyet rejimi en çok iş insanlarını koruyup kollamakta. İzmir İktisat Kongresi bunun kanıtıdır. Diğer sınıf ve katmanlar için de ileri demokrasi bazında “cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir”
TÜSİAD’ın haklı eleştirileri iktidarı rahatsız etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç; “Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir” diye tepki gösterdi. Asıl milli iradenin üstünde görenler “Sahsım devleti” diyenlerdir Sayın Tunç.
TÜSİAD eleştirilerinde haklıdır. Tehlikenin farkına varmıştır. Aklın yolu budur, arkasında durup desteklenmeli, ülkenin hayrı için.