Değerli dostlar, insanı ayakta tutan yaşatan hepimiz biliyoruz ki, damarlarında dolaşan kanıdır. İnsanın kanını emer alırsanız geriye bir et ve kemik yığını kalır. Yani posa kalır ve hiçbir işe yaramaz, yaşam biter. Toprağın kanı madenlerdir. Bu bazen petrol, bazen doğalgaz, bazen demir, bakır, bor madeni ve bazen de Kaz Dağları ya da Erzincan’ın İliç İlçesindeki gibi altın madenleri olabilir. Bu madenleri binlerce ton siyanür kullanarak ayrıştırır ve alırsanız geriye toprağın zehirlenmiş bir posası kalır.
Toprağın kanını şırınga ile çekip almış oluyorlar.
Alan kim; Emperyalizm ve onun şirketi, Anagold Madencilik, Anagold yalnız değil yerli ortağı iktidarın gözdesi Çalık Holding.
Aslına bakarsanız yerli şirketlere çok fazla da bir şey bırakmıyorlar. Sofradaki masadan yere dökülen kırıntıları toplatıyorlar dersem yanlış sayılmaz. Fakat o kırıntıları toplamak için, bu yerli ve milli şirketler, emperyalizmin davulu önünde dans ederek, yerli ve milli ağzıyla ülke topraklarının kanının emilmesine aracılık ediyorlar.
Şimdi Erzincan’ın zümrüt gibi dağlarına binlerce ton siyanür döktüler. O rüzgârla birlikte buram buram çam kokusu, meşe, kekik kokusu soluduğunuz dağlardan, siyanür ve yanık kokusu geliyor. Halk zehir ve siyanür soluyor.
Şimdi o Erzincan dağlarından keklik sesleri gelmiyor, ürkek tavşanlar tilkiler kaçışmıyor. Ceylanlar dağ keçileri yok artık. Emperyalizmin sarı sarı iş makinaları var. Ağaçları deviriyor, topraktaki tüm yaşam belirtilerini alıp götürüyor. O zümrüt dağlarda artık karıncalar bile yok, serçe kuşuna bile yaşam alanı yok. Sadece soluduğumuz hava mı? İçtiğimiz suya haliyle Fırat Nehrine de zehir karışması hayal değil. Değil Türkiye, bölge ülkelerinin bile havası, suyu tehlikeye girmiş durumda.
Her maden ocağının girdiği yer bir Çernobil’dir. Anagold Şirketinin girdiği her yere Çernobil de giriyor.
Türkiye’de kaç Çernobil var?
Kaz Dağlarında, Erzincan Dağlarında, yakın zamanda da Artvin Dağlarında yeni yeni Çernobil’lere kim ruhsat vermiş? ÇED raporlarını kim imzalamış. Zamanın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, iktidarın gözdesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum. Sormak isteriz Sayın Murat Kurum kazanırsanız İstanbul’da daha kaç Çernobil yaratacaksınız?
Erzincan’da toprak ayağa kalktı. Doğayla savaş olmaz. Doğadan elbette yararlanacağız ama ona uyumlu şekilde. Şimdi doğa intikamını alıyor öfkesini kusuyor. Gözüken 9 işçimizi götürdü, daha kaçını götüreceği belli değil.
İnsanlık kendi sonunu mu getiriyor? Başka gezegenlerde yaşam belirtileri ararken elimizdeki biricik dünyamıza neden sahip çıkmayız?
Bir Kızılderili atasözü der ki; “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”
Emperyalizm kâr uğruna gözü hiçbir şey görmüyor. Toprağımızın kanını emiyorlar. Hal böyle olunca insanın ve ülkemizin kanını emmeyip de bağışlamış mı oluyorlar?