“Hayat en büyük öğretmendir” derler. Yaşadıkça öğreniyorsunuz bazı şeyleri…Ve öğrenmenin de, deneyim kazanmanın da sonu yok.
Aday adaylığı süreci de benim için öyle oldu. Bilmediklerimi öğrendim, bildiklerimin bir daha üzerinden geçtim, yeni deneyimler edindim.
En büyük kazanımım ise, hemşehrilerimin bana olan güvenlerini, sevgilerini test etmek, “Yarım asırdır Çorum için boşuna didinmemişim!” diyebilmek oldu.
Gerçek Çorum sevdamla, yaptıklarımla, yapmaya çalıştıklarımla “partiler üstü” bir kimlik kazandığımı, “Çorum’un ortak paydası” olarak görüldüğümü anladım.
Atatürk ilkelerine bağlılığım, sosyal demokrat çizgim tartışılmaz olmakla birlikte, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, sosyalisti ile “demokrat” tüm insanların, Çorum için çırpınışıma değer verdiklerini gördüm.
Siyaseten bir göreve talip olurken, Çorum adına, ülkem adına ideallerimi ya da hayallerimi gerçekleştirmek üzere yeni bir yol açmaktı amacım.
Toprağımın insanları için, özellikle kadınlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız için, doğamız için mücadelemi kararlılıkla, inançla sürdüreceğimi burada bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Demokrasi, hukuk, özgürlük, çağdaşlık, uygarlık, aydınlık bir gelecek, refah ve mutluluk için yürüyüşümü, “umudu ve sevgiyi yüreğimden hiç eksik etmeden” sürdüreceğim.
Sevgili hemşehrilerim, bu süreçte bana ödüllerin en büyüğünü verdiniz; sevginizi gösterdiniz. En içten şükranlarımı sunuyorum. Son nefesime kadar Çorum için elimden geleni yapmaya da bir daha, bir daha söz veriyorum. Söz!