30 Ağustos 2024’te törenle yıldız takan, kılıç kuşanan teğmenlerin sonrasında da anayasaya, laik ve demokratik Cumhuriyete ve ilkelerine bağlılık konusunda ant içerek gerçekleştirdikleri kılıç çatma geleneğinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!..” diye haykırmaları ülkenin dört bir yanında yankılandı.
Türkiye’yi bir din devletine dönüştürmek için her fırsattan yararlanan siyasal İslamcılar, aklı, bilimi, ulusal çıkarları öteleyen bir tutum içindedir.
Türkiye artık bir Ortadoğu ülkesi görünümündedir. Ortadoğu’da emperyalizme hizmet etmeyen, emri oradan almayan tek ülke gösteremezsiniz. Öyleyse emir büyük yerden ve olayların tarihi temeli var. Emperyalizm Ortadoğu’da ulusal çıkarlarını koruyan devlet ve Kemalist bir ordu istemiyor. Çünkü Kemalizm’in anti emperyalist karakteri vardır. Zaten Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı emperyalizme karşı verilmedi mi? Anlayabiliyor muyuz teğmenlerin suçunun büyüklüğünü?
Ne demiş teğmenler? “Mustafa Kemal’in askeriyiz”.
Peki, ne diyecekti? Ulusal Kurtuluş Savaşı ile emperyalizme diz çöktüren, 6 yüz yıllık imparatorluğun küllerinden aklı, bilimi, laikliği önceleyen bir devlet kuran, Mustafa Kemal’in askeri olmaktan daha onurlu, şerefli duruş “Mustafa Kemal’in askeriyiz” demekten öte ne olabilir ki?
Konuya büyük pencereden bakmak gerekiyor. Olay teğmenlerin basit bir disiplinsizlik olayı değildir. Ağaçlara bakarken ormanın büyüklüğünü unutmamak gerekiyor. Ortadoğu’da emperyalizmin iradesi olmadan kuş kanadını oynatamaz. O halde teğmenlerin suçu büyük! Hatta çok çok büyük! Zira onlar emperyalizmin öcü gibi korktuğu, anti emperyalist karakterli Mustafa Kemal ordusu ve askeridir. Abartmıyorum teğmenler suçların en büyüğünü işlediler!
Ne demek bir Ortadoğu ülkesinde “Ben Mustafa Kemal’in askeriyim” demek. Kuşku yok ki bu kısa tümce çok şey ifade ediyor. Onuru, şerefi, namusu, ulusuna ve yurduna canı pahasına bağlılığı, laikliği, dik duruşu, aklı, bilimi anayasaya bağlılığı ifade ediyor. Yok disiplinsizlikmiş kumpası ile ceza verilmiş filan, kimse Türk halkının aklıyla alay etmesin.
Hem ilk defa bir disiplinsizlik olayından ordudan ihraç türünde bir ceza verilemez ki. Eğer disiplinsizlikten ceza verilseydi bir tarikatın cübbesini giymiş, takkesini takmış olan amiral, resmi arabayla tarikat şeyhinin elini eteğini öperken verilirdi. Oysa bildiğimiz kadarı ile o amiral normal emekli oldu ve tüm özlük haklarını aldı. Teğmenler ise cezalandırıldı, meslekten atıldı.
Çok önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. 1979 yılında Beyaz Saray’da, ABD Başkanı Carter ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Brzezinski ile konusu Türkiye olan bir toplantı yapıyorlar. Yani Türkiye’de Kahraman Maraş ve Çorum olayları öncesi.
Brzezinski’nin Başkan Carter’a Türk ordusu hakkında verdiği bilgide “Türk ordusunun kökeni Kemalist’tir, diğer bir deyimle anti emperyalisttir. Bizi sevmemelerinin gerekçesi budur. Asıl bu meseleyi çözmemiz gerekiyor. Kısa ve orta vadede değilse bile uzun vadede, Kemalizm’in izlerini, Türk ordusundan silmemiz lazım.”
İşte teğmenlerin ordudan atılmaları bu uzun vadeli planın sonucudur. Dün Mustafa Kemal için idam fermanı hazırlayan zihniyet, bugün askerini ordudan atıyor. “Tarih tekerrür ediyor.”
Sağlığında emperyalizmi dize getiren Mustafa Kemal, zerre kuşkunuz olmasın kabrinden de dize getirecek. Emperyalizm ve uzantılarınca teğmenlerin suçu büyük. Türk halkının gönlünde ve yüreğinde değil.