TEĞMENLER DAVASI

Abone Ol

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yapılan Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “kılıçlı yemin” töreni organize ettiği iddiasıyla teğmenler ve komutanlar, Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edildi.

Aralarında dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun da bulunduğu bir grup teğmen kılıçlarını havaya kaldırarak “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atmıştı. En son 5 teğmenin ihraç istemiyle YSK’ya sevki ülke genelinde büyük tepkilere neden oldu.

Emekli Orgeneral- Naim Babüroğlu; “Teğmenleri linç edenlerin neredeyse tümü dün FETÖ’ye methiyeler düzenlerdir. Ama neredeyse hiçbiri, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’ne karşı değil, neredeyse hiçbiri Soros’un göçmen politikasına karşı değil ve hiçbiri Atatürk’le ve Cumhuriyet’le barışık değil.” diyor.

Diğer yandan eski emekli askeri savcı ve hakimi sayın A. Zeki Üçok; “Askeri yargı sistemimizde Teğmenlerimize atfedilen böyle bir suç tanımı yoktur” derken.

Yine Türkiye Barolar Birliği açıklama yapıyor; “Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine bağlılık soruşturma konusu edilemez.”

Hal böyle olduğu halde, kim dinliyor yasada varmış, yokmuş. Başta Anayasa Mahkemesi’nin hükümleri hiçe sayılıyor. Alt mahkeme üst mahkemeyi tanımıyor. Böylesi bir zamanda hukuku arayıp nerede bulacağız? Bu ülkenin yetiştirdiği pırıl pırıl gençler, bir uyarına getirilip harcanmak isteniyor. Türkiye’nin tüm Sosyal Medya Platformları “Teğmenime dokunma” diye yeri göğü inletedursun. Fakat “Yüreklerin kulakları sağır.”

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” demek nasıl suç olur. Aksine kurucusu ve baş komutanı olduğu Türk Ordusunda, dememek suçtur. Fakat ülkede sapla saman birbirine karıştığından, eğri ile doğru yer değiştirdi.

Askeri üniformasıyla mesai saatinde tarikat zikrine katılan sarıklı amiralin tüm hakları verilerek emekli ediliyor. Suç olmuyor, ceza verilmiyor, disiplinsizlik sayılmıyor. Yemin töreninde yıllardır öteden beri okunagelen Atatürk’e bağlılık yemini eden teğmenlerinki suç oluyor öyle mi? Bu pırıl pırıl gençlerin gelecekleri çalınıyor, onca birikim, enerji yok ediliyor. Adalet bu mu?

Kimin askeriyiz? Trikopis’in askeriyiz mi deseydi. FETÖ’nün Askeriyiz mi diyecekti? Elbette Mustafa Kemal’in Askeridir. Onunla da gurur duyarlar. Bunun aksini düşünmek düşündürücü değil mi? İşin gerçeği aslında bu hareket orduda hala bazı dönüşümleri sağlamanın bir parçasıdır.

Hep yazdım, yine yazıyorum. Mustafa Kemal kabrinde ona düşman olanlardan daima güçlüdür. Asıl korkulan da bu işte. Fakat ‘korkunun ecele faydası olmayacak.’

Çoktan halk desteğini kaybeden iktidar, baskı ve cezalarla ayakta durmaya çalışıyor. Zaten ikinci parti konumundalar. Cezalandırılmak istenen sadece Teğmenler değil. Türk Halkı ve onun laik, demokratik çağdaş anlayışıdır. İktidar ilk seçimlerde Teğmenler Davasının yanıtını alacaktır. O korku uykuları kaçırıyor. Koltuk ta çok yumuşak ve tatlı ama ne yapalım, gerçek bu. Her şeye rağmen “Geliyor gelmekte olan.”