Tarikat Bağlantılı Şirketler, Vergi Ödemiyor

Abone Ol

Atatürk’ün, “…Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık.

Eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz; çok değil, yüz yıla kalmadan göreceksiniz ki bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğumuzu öne sürerek sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir…” demiş idi.

Ne dediyse bir bir gerçekleşiyor.

Ülke, tarikat ve cemaatler çiftliğine çevrildi.

Aklı başında birileri de çıkıp, kerametleri kendilerinden menkul bu oluşumlara; “Tüketmekten gayri ne iş yapıyor, ne işe yarıyor, ne üretiyorsunuz; İslamiyet’i bölüp parçalamaktan gayri neye yarıyorsunuz?” demiyor.

Tanrı yardımcımız olsun.

Dilerim, sonumuz Selçuklu Devleti’ne ya da Osmanlı Devleti’ne benzemez.

* * *

36 yıl DPT ve Hazine Müsteşarlığı’nda, Yatırımları Teşvik Uzmanı olarak görev yaptım diyen Mehmet Özcan yazmış.

Mehmet Özcan, kerametleri kendilerinden menkul bu oluşumları şöyle dillendiriyor;

“…Cemaat ve Tarikatlar, 1970’li yılların ortalarında şirketleşip sanayici oldular…

Her devrin sağ hükümetlerinin devlet desteklerinden yararlanarak devasa holdingler haline geldiler…

Gelirler tabii…

Kimse şaşırmasın, ‘nasıl olur’ demesin; devir onların devri.

Türkiye'nin tek iş adamları kuruluşu olan TÜSİAD'a üye olmayıp, farklı iş adamları derneklerinin adları altında örgütlendiler…

* Fetö’ye bağlı TUSKON isimli iş adamları kuruluşu, 55 bin iş adamı ile 140 bin şirketi temsil ediyordu.

* MÜSİAD’ın 7 bini aşan üyesi ve 35 bin işletmesi vardı…

* Menzil Grubu ağırlıklı TÜMSİAD’ın 15 bin üyesi;

* ASKON’un da 15 bin şirketi, 3 bin üyesi vardı.

Birbiriyle dayanışma halinde olan bu şirketlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki payını varın siz hesap edin...

2003 yılında AKP, muhtelif cemaatlere ait işte böylesi büyük bir sanayi alt yapısı üzerine kurulup iktidar oldu…

* 2003 yılından beri son 20 yılda o cenaha daha ne kadar kaynak aktarıldı onu da varın siz hesap edin…

* Peki, Türkiye'nin her tarafına yayılmış her sektörle ilgili faaliyet gösteren bu devasa şirketler, acaba devlete ne kadar vergi ödüyorlar hiç merak ettiniz mi?…

Beşli Çete olarak bilinen, hükümete yakın; Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon ve MNG gibi holdingler arasında hiç vergi rekortmeni çıkmış mıdır?...

Duyan bilen var mıdır acep?…

Ben duymadım…

Yeminli Mali müşavir arkadaşlara sorunca bir gerçeği daha öğrendim…

Onlar, TC’nin Gelir İdaresi’ne vergi de ödemiyorlarmış meğer… Yani vergi kaçırmıyorlar, kanun önünde suçlu duruma düşmüyorlar ama, ‘Vergide Bağış Sistemi’ adı altında vergiden muaf oluyorlarmış.

İnternette bu konuda çok detaylı bilgiler var ama biz, Gazi Üniversitesi. Hocalarından Prof. Deniz Büyükkılınç'ın bir raporundan aktaralım…

Şöyle deniliyor bu raporda;

* AKP Hükümeti, 02.01.2004 tarihinde Vergi Usul Kanununa 40/10 madde eklemiş…

Bu maddeye göre Gelir ve Kurumlar Vvergisi mükellefleri vergilerini isterlerse devlete ödemez, bünyesinde ‘Gıda Bankacılığı’ bulunan dernek ve vakıflara verirlermiş…

* İç İşleri Bakanlığınca bünyelerinde ‘Gıda Bankacılığı’ yapmasına müsaade edilen 22 adet Cemaat ve tarikatlarla bağlantılı dernek var…

İnternette bunların isimleri ve ‘Gıda Bankacılığı’ yaptıklarına dair ilanları da var…

Bir kısmı aşağıdadır:

* Deniz Feneri Derneği.

* Kimse Yok mu Derneği.

* Dost Eli Derneği.

* Cansuyu Yardım ve Dayanışma Derneği.

* Beşir Sos. Yard. ve Day. Derneği.

* İHH İnsani Yardım Vakfı.

* Hayrat İnsani Yard.Derneği..vs gibi

Bu dernekler, örneğin 100 milyar vergi borcu olan şirkete diyor(muş) ki, ‘…Arkadaş, sen gel bizim derneğe 50 milyar liralık bağış yap. Biz de sana 100 milyar liralık kömür, erzak, giyim ve temizlik malzemesi gibi fatura verelim. Bu faturayı götür Maliyeye ver. Vergi borcunu kapatmış olursun… Yanına kalan 50 milyar senin kâr'ın olacak. Bizim derneğe verdiğin 50 milyar lira ile de malzeme alıp valiliğe, kaymakamlığa vereceğiz. Onlar da ihtiyaç sahibi fakir fukaraya verecekler. Bu da senin zekatın olacak!...

Böylece bu kafir devlete vergi vermeyeceksin!...’

… …

Ama bir vergi mükellefi, örneğin Okul ya da hastane yaptırsa, ya da Mehmetçik Vakfı’na, Çocuk Esirgeme Kurumu’na, Kızılay’a yaptığı yardımın sadece 5 milyon lirası vergiden düşebiliyormuş..

İşte bu ülkenin rejimi, ödenmeyen vergi paraları ile böyle değiştirilmeye çalışılıyor!…”

* * *

‘Bu kadar da değildir’ diyor, inanmak istemiyorum, yukarıda yazılanlara…

Ama yazan, devletin üst kademelerinde görev yapmış; ülke gerçeklerini, Hanya’yı Konya’yı bilen biri.

Gelişmiş ülkeler uzayda koloniler kurma çalışmaları yaparken; sizler bizi yerlerde süründürüyorsunuz?

Ne yaptığınızı, ne ürettiğinizi sanıyorsunuz?

Ekte ki karikatürü yapanın eline, koluna, beynine sağlık.

------------------------------------------------------------------------------------

KAYNAK:

-Metin EREN: Fakirlere Yardım Etmek Amacıyla Kurulan Gıda Bankacılığının Vergisel Boyutu.(Mali Çözüm Dergisi, Ağustos 2012)

-AKIN E.Gıda Bankacılığı Faaliyetinde Bulunan Dernek ve Vakıflara Yapılan Bağışlar.

(E-Yaklıaşım.2012)