SÖZÜNDE DURMAK-1

Abone Ol

Sözünün eri olmak, sözüne sadık olmak toplumsal huzurun ve adaletin temelidir. Toplumsal huzursuzluğun ana sebeplerinden birisi ve en önemlisi de insanların yaptığı sözleşme, anlaşma ve verdikleri sözlerde durmamalarıdır. Bu kötü ahlakın toplumda çoğunlukta olması, o toplumda adalet duygusunun dumura uğradığının belgesidir.

Özellikle bu kötü ahlak aile içinde başlar, eşlerin ve aile bireylerinin çocuklarına verdikleri sözlerin tutulmasının verdiği yıkım ile başlar. Çocuklar daima ana ve babalarını, kardeşlerini örnek alır. Onların hareketlerini kameraya alıp, zihinlerine yerleştirirler ve onu dışarıda, okulda uygularlar. İşte yıkım burada başlar. Sigara içen, içki içen, yalan söyleyen, sözünde durmayan bir babanın çocuklarına sigara öldürür, içki aile huzurunu söndürür, sakın bunlardan uzak durun demesi, insanı gülünç duruma düşürür. Bu çocuk büyüyünce yalandan dolandan çekinmez. Toplumsal mutluluğun temeline dinamit koyan bir kişi olur. Bu durumda olan kişilerin toplumda çoğalması, toplumsal dürüstlüğü, ahde vefayı sözünün eri olma üstünlüğünü yok eder. İşte bunun içindir ki, insanların daima dünya ve ebedi ahiret saadetinin temelini sağlamak için ulu Allah cc. hazretlerinin sözünün eri olmayı, sözünde durmayı, sözleşmelere riayet etmeyi kesin bir hükümle emretmiştir.

Sözünün eri olmak, insanın insanlığın şeref belgesidir. Sözünde durmamak, verildiği sözü kasten unutmak umursamamak büyük bir günahtır, namertliktir, ciddiyetsizliktir.

*

Özellikle toplumun önünde bulunan, göze görünenlerin hataları affedilemez, hatalara sebep olur. Çünkü sözünde durmamak, sözleşmeye uymamak, anlaşmaya aykırı hareket etmek yalancılıktır. Allah korusun sonucu sahtekarlığa kadar gider. İkiyüzlülük, takiyye yapmak olduğu gibi görünmemektir. İnsanlar sosyal, ekonomik, siyasal ve toplumsal konumları ne olursa olsun Allah katında yalancı, kul yanında sözüne güvenilmez, itibarsız, itimat edilmez damgası vurulmuş kişilerdir.

İtibar ve itimat, emniyet ve adalet bir kaybedilirse bir daha geri dönmez. İtibarsız müra-i sözünde durmayan kişiler öldükleri halde insanların nazarında asla aklanamazlar. Amma yüce Allah’ın tövbe kapısı her zaman açıktır. Unutmayalım ki Allah affeder, ama kullar affetmez.

*

Şimdi, yüce rabbimizin konu ile ilgili fermanını R.SAV.in ölmez öğütlerine dikkatle kulak verelim:

“Ey iman eden müminler! Verdiğiniz sözlere riayet edin, yerine getiremeyeceğiniz sözü vermeyiniz. Asla verilen sözden dönmeyiniz ve mutlaka yerine getiriniz. Bu mecburi bir sorumluluktur. Mutlak verdiğiniz sözlerden hesap vereceksiniz.” (Hud Suresi 112. Maide 1, İsra 34. ayetler)

(SÜRECEK)