Soru şu: Dünyaya gelen uzaylılar, Kur’an-ı Kerim’i inceledikten sonra, “Bu kitabın öğretilerine en uygun yönetilen devletler hangileridir?” diye merak edip araştırsalar ve bu işi de hangi ülkenin Müslüman, hangisinin başka dinlerden olduğunu bilmeden yapsalar acaba nasıl bir sıralama ortaya çıkardı?”
İşte bunun yanıtını bulabilmek amacıyla, George Washington Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler bölümünde başlarında İran doğumlu Profesör Hossein Askari’nin olduğu bir grup araştırmacı 208 ülkeyi incelemeye almışlar ve elde ettikleri sonuçları Global Economic Journal isimli dergide “An Economic Islamicity Index” adıyla yayınlamışlar. Ayrıca bu sıralamanın her yıl güncellenmekte olduğunu da belirtelim.
Burada ele alınan kıstas, yöneticilerin ya da halkın ibadetleri yerine getirip getirmediklerinden çok, yönetimlerin Kur’an öğretilerini ne kadar doğru uyguladığı, yani hem yönetim biçimi olarak hem de yönetenler olarak ne kadar İslami oldukları...
Profesör Hossein Askari’ye göre Kur’an-ı Kerim’i dikkate alarak yönetilen ülkelerde bulunması gereken özellikler şunlar:
-İslam'a göre milli kaynaklar vatandaşların yararı için kullanılmalı ve eşit olarak paylaştırılmalı.
-İslam'da vatandaşa baskı uygulamak kesinlikle yasak, hatta Müslümanların baskıya karşı hep birlikte direnmeleri gerekiyor.
-İyi ve adil bir devlet yönetiminin olması zorunluluğu var.
-İslami öğretiye göre bir ülkedeki resmî kurumların çok iyi işliyor olması ve yöneticilerin vatandaşlarla aynı kanunlara tabii olmaları gerekiyor.
-Ayrıca vatandaşlar ekonomik ve politik özgürlüğe sahip olmalı ve toplum düzeni ekonomik gelişmeye imkân vermeli. Yani yolsuzlukların kol gezdiği ve gittikçe fakirleşen toplum İslam'a uygun değil…
Profesör, İslam’a uygun ülkenin özelliklerini şöyle özetliyor:
-Yöneticilerinin seçimle geliyor olması.
-Baskıcı ve adaletsiz yöneticiler tarafından yönetilmemesi.
-İnsanların kanun önünde eşit olması.
-Din dâhil her konuda düşünce özgürlüğü olması.
-Bazıları fakirlik çekerken diğerleri lüks içinde yaşamaması.
-Sorunların çözümünde diyalog ve uzlaşma yönteminin uygulanması.
-Farklı düşünenlere baskı ve şiddet uygulanmaması.
-Adaletsiz uygulamalar yapılmaması, yapan olursa cezalandırılması.
-İslam'ın, politika ve güç unsuru olarak kullanılmaması!
Şimdi de sonuçlara bir göz atalım. Tekrar belirtmem gerekirse bu araştırma sadece “ben Müslümanım” diyen ya da Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde değil, Kur’an’ı Kerim’in öğretilerinin ne kadar doğru ve yerinde uygulandığı kıstas alınarak tüm ülkelerde yapılmış.
Ve sonuç:
1. İrlanda
2. Danimarka
3. Lüksemburg
9. Norveç
21. Japonya
26. Almanya...
Sıralamaya giren ilk Müslüman ülke 33. sıradaki Malezya (%61’i Müslüman); Kuveyt 42, Kazakistan 54, Birleşik Arap Emirlikleri 64. sırada. TÜRKİYE ise 71. sıradan listeye girmiş. Suudi Arabistan 91, Mısır 129, İran 139, Suriye 168, Yemen ise 180. sırada yer almışlar.
İki çocuğunuz olduğunu düşünün… İkisini de karşınıza alıp “birbirinizin hakkını yemeyin” diye tembih ettikten sonra önlerine birer elma bırakıyorsunuz. Çocuklarınızdan biri, kendi elmasını yedikten sonra kardeşinin elindeki elmayı da alıp yemeye başlıyor ve yerken de gözünüzün içine bakarak: “ben senin sözünü dinledim baba” diyor. Bu durumda siz, kardeşinin elmasını da yiyen çocuğun “sözünü dinledim baba” demesine mi, kardeşinin elmasını alıp yemesine göre mi değerlendirme yaparsınız?
Bir başka örnek: Listeye 9. sıradan giren Norveç, Arap ülkeleri kadar petrole sahip ve bu yolla büyük paralar kazanan bir ülke. Peki, niçin bugüne kadar Norveçli bir petrol zengininin adını hiç duymadınız? Niçin onlar da “Ben Müslümanım” diyen Arap petrol şeyhleri gibi davetlilerini özel uçaklarla getirip düğünlerini İstanbul’da yapmıyorlar? Niçin ülke yöneticileri 3 günlük bir dış ziyaret için 50 uçaklık bir konvoyla gitmiyorlar? Çünkü Norveç’in tüm petrol gelirleri devlet tarafından yönetilerek refah toplumunun gelişmesi için harcanıyor. Ayrıca, devlet bütçesi bizimki gibi açık vermek yerine fazlalık verince, hükümet bunu halka eşit olarak paylaştırıp dağıtmak istemiş ama halk “hayır, bizim bu paraya ihtiyacımız yok, fakir ülkelerdeki aç insanlar için harcayın” diyerek kabul etmemiş. İşte bu nedenle insan hakları ve ifade özgürlüğünün yanı sıra, ekonomik uygulamalar konusunda da İslam'a en uygun ülkelerden biri bulunmuş…
Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile
Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile
Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma galiba göklerdedir…
M. Akif ERSOY
NOT: Yukarıda sözü edilen araştırmanın 37 sayfalık İngilizce orijinal metnine http://hossein-askari.com/wordpress/wp-content/uploads/islamicity-index.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
DÜŞÜNEN SÖZLER:
•Tanrı’ya inanan adam olmak kolay; asıl zorluk Tanrı’nın inanacağı adam olmakta. EİNSTEİN
•Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar. G. BRUNO
•Dininizi doğru öğreniniz, yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz. HZ. ÖMER
•Bir şeyin ticaretini yapan onu satar; sattığı ise artık kendisinin değildir. Dolayısıyla din ticareti yapanın dini yoktur. EL KİNDİ