SOSYAL DEMOKRASİ VE CHP…

Abone Ol

Sosyal demokrasi, kapitalizmi ve emperyalizmi belli bir ölçüde engelleyecek bir ara çözüm yoludur.   

Bu nedenle “sınıfsız, sömürüsüz, yabancılaşmamış bir topluma doğru bir aşamadır” diyebiliriz.

Türkiye’de sosyal demokrasi, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün 1965 seçimleri öncesinde, kamuoyuna “ortanın solundayız” demesi ile konuşulur olmuştur.

Ve de CHP bu sözle, sol bir parti olduğunu vurgulamıştır. Ama “Ortanın solu, Moskova'nın yolu” sloganlarıyla da yıllarca hırpalanmak istenmiştir.

***

31 Mart 2024 Yerel Seçimi” ile Türkiye’deki var olan siyasal iklim, bir ölçüde sarsılır olmuştur.

Çünkü bugün Türkiye’nin politik haritasına göre merkezi iktidarda AKP, yerel iktidarda CHP’nin bulunduğu iki politik ağırlıklı bir siyasal iklim oluşmuştur.

İşte bu nedenle CHP Genel Başkanı Özgür Özel, genel seçimden bu yana ilk kez erken seçimi dile getirmiş ve Bugünden 1,5 yıl sonrasında bir erken seçimi kaçınılmaz görüyorum demiştir.

Elbette seçim önemlidir. Ve de ülke sıkıştığında özellikle gereklidir. Ama tek başına da bir çözüm değildir.

Çünkü sorun:

-Türkiye’nin nasıl yönetileceğidir.

-Ve de bugünkünden farklı hangi çözümlerin, hangi politikaların uygulanacağıdır.

***

Yani sorun:

-Eğitimde

-Sağlıkta

-Ekonomide

-Dış politikada 

-Güneydoğu sorununda

-Etnik ve inanç eksenli kimlik sorunlarında

-Ve de göçmen, sığınmacı ve mülteci sorunu gibi çeşitli yakıcı sorunlarda ne gibi çözümler olacağıdır?

Çünkü Türkiye’de sosyal demokrasiyi uygulayacak siyasetlerin, Avrupa’dan farklı olan çok önemli sorunları vardır.

Çünkü:

Avrupa’da laiklik sorunu yoktur.

Avrupa’da etnik sorun yoktur.

Avrupa’da mezhep çatışması yoktur.

Avrupa’da yüksek bir enflasyon yoktur.

Avrupa’da emperyalist bir sömürü yoktur.

Ama bunların tümü bizde vardır. 

***

Peki, nedir sosyal demokrasi?

Öncelikle ifade edelim ki, sosyal demokrasi sosyal demokrat partilerin savunduğu ve de uygulamak istediği bir siyasal projedir. Ama bu sosyal demokrat partiler sosyalist parti değildir.

İşte bu nedenledir ki, sosyal demokrasi ile:

-Sınıfsız toplum yerine, sınıflar arası uçurumun en aza indirilmesi hedeflenir.

-Üretim araçlarında özel mülkiyeti ortadan kaldırmak yerine, alternatif güçlü bir kamu sektörünün oluşturulması hedeflenir.

-Daha çok kazanandan daha fazla vergi alınması, düşük gelirli kesimin vergi yükünün azaltılması hedeflenir.

-İşçinin işveren karşısındaki haklarını koruyan sendikaların güçlendirilmesi hedeflenir.

-Herkese ücretsiz ve nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerinin verilmesi hedeflenir.

-Ve karma ekonomik modelin uygulanması hedeflenir.

-Ve de emperyalist sömürüye karşı milli ekonominin korunması hedeflenir.

***

Ama şu da bilinmeli ki:

Emperyalizm, kapitalizmin küreselleşmiş halidir.

Bu nedenle kapitalizme karşı mücadele vermeden, emperyalizme karşı mücadele verilemez.

Aslında yukarıda anlatmaya çalıştığımız bu model ve de bu bakış, Atatürk döneminde Türkiye’de uygulanan halkçılık ve devletçilik ilkeleriyle ve karma ekonomik modeli ile de büyük bir benzerlik taşır.

Sonuçta bugün, sosyal demokrasi söylemlerinin omurgasını oluşturan ve de seçim ister gözüken CHP, ordusu NATO emrinde, ekonomisi Batılı finans kurumlarının denetiminde ve piyasa ekonomisine teslim olmuş Türkiye’de, sosyal demokrasiyi nasıl hayata geçireceğine toplumu ikna edebilmelidir.

Elbette zordur, ama seçim kazanmanın ve de iktidar olabilmenin koşulu budur.