SORU ÇALMA KLASİĞİ

Abone Ol

31 Temmuz 2022 tarihinde düzenlenen Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) sorulan çok sayıda sorunun, Yediiklim Yayınları'nın deneme soru kitapçığındaki sorularla aynı olduğu iddia ediliyor. Konu ile ilgili geniş açıklamalarda bulunan CHP Ankara Milletvekili Sayın Yıldırım Kaya “Sınav sorularından en az 10 tanesinin bir yayınevinin kitapçığındaki sorularla aynı olduğu açıkça görülüyor.” dedi.

Soruların çalındığı iddiasının kamuoyuna yansıması sonucu sınav iptal edildi. Sınavın, sorular çalındığı için değil de, neden işi beceremediniz kamuoyuna yansıdı ve işi elinize yüzünüze bulaştırdınız, anlayışına dayalı olarak iptal edildiğini sanıyorum. Zira soru çalma olayı ilk değil, mevcut iktidar döneminde bütün sınavlar tartışmalıdır.

Sözcü gazetesinden Sayın Saygı Öztürk’ün bildirdiğine göre; “Bu kadarı da olmaz diyeceksiniz... Bunlar gerçek ÖSYM’de çalınan sorularla sınavı kazananlardan bazı kişilerin daha sonra ÖSYM’ye girdikleri hem de bunlar arasında soru bankasının bulunduğu “kozmik odada” göreve başladıklarını sınav soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman ortaya çıkarmıştı.”

Bu olaydan sonra da gerek Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen, gerekse C. Savcısı Yücel Erkmen’den aniden soruşturma dosyası alınıyor. Daha sonra soruşturmayı yürüten Savcı Abbas Arınan, vicdanının sesini dinlemiş olacak ki dosya o savcıdan da alınıyor. Dosyanın alınması savcıların işlerini hakkıyla yapmış olmalarından olabilir mi?

Soruyu herkes vicdanında yanıtlasın.

Soru çalarak ÖSYM kazanan adama soru bankasının bulunduğu kozmik oda emanet ediliyor. Tilkiye “Seni kümese bekçi versek ne dersin” demişler “Gülmekten konuşamayacağım” demiş. Ne güzel ne güzel!!

AKP iktidarının eski ortağı Gülen Cemaati bu konularda son derece profesyoneldi. Ayrıca eğitim her dalı ile de yakından ilgileniyordu. Dershaneler, özel okullar, test kitapları hazırlama matbaaları, öğrencileri sınava hazırlıyoruz ayağıyla yurtlar, evler kiralama, ablalar, abiler modeli adeta sistemin bir parçası durumuna dönüşmüştü. AKP ise “Farklı yollardan, aynı menzile koştuklarına” göre sınav hilelerinde de onlardan geri kalamazdı.

Soru çalma olayları her dönemde kısmen de olsa oluyor ise de, bu dönemdeki kadar sistemli ve klasik hale gelmemişti. Olaya buradan bakınca görünen, şimdi sınavların iptali soruların çalındığı için değil, çalmayı neden iz bırakmadan beceremediniz? Yönünde olduğunu sanıyoruz.

Zira bu zihniyet soru çalmayı dinen uygun görüyor. “Türkiye şu an bir savaştadır, savaş ortamında her yol mubahtır. Solcular kazanacak değil ya tabi ki biz kazanacağız. Burada kul hakkı da yenilmiyor. Yapılan her şey helaldir”

Soru çalmak diğer adıyla soru hırsızlığı, yani bu yolla hakketmeyenler bir yerlere getiriliyor. Hak ve liyakat sahibi insan sokakta kalıyor. Soruşturmalarda hep FETÖ konusu öne çıkıyor. Fakat FETÖ’den sonra da olayın devam etmesi işin bu dönemin klasiğine dönüştüğünü, olağan hale geldiğini gösteriyor.

Evrende insanların en masum isteği “hak” değil midir? Haktan daha önemli daha vazgeçilmez ne olabilir. Oysa biz hakkı değil, haksızlığı başkasının hakkını çalmayı klasikleştirmişiz.

Haksızlığı yenmeden uygarlığı yakalamak olası mı?