Ülkemizde siyaset, yerel seçimlere doğru sertleşmekte. Daha da önemlisi siyasetin seviyesini düşüren bir görüntü vermekte.
Bu nedenle siyaseti, siyaset için söylenmiş sözlerle bir tanıyalım dedim.
Ve de Atatürk’ün “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır” sözünden hareket ederek önce siyasete olumlu sözlerle başlayalım, sonra da siyasetteki olumsuzlukları hicveden sözlerle devam edelim dedim.
***
İşte siyaset ya da politikanın yüceliği ile ilgili söylenmiş güzel sözler:
“Politika, halka hizmet etme sanatıdır” demişti, ABD’li tarihçi ve politikacı George S. McGovern.
“Politika, toplumun en yüksek sanatıdır” demişti, Federal Almanya’nın ünlü Başbakanı Bismarck.
Ve ABD’nin 35. Başkanı John F. Kennedy. “Politikacılar, hayal kurabilen ve hayallerini gerçekleştirebilen kişilerdir” diyerek…
Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı olan ve ırkçılığa karşı verdiği mücadeleyle 25 yıl cezaevinde yatan Nelson Mandela. “Politika, barışın anahtarıdır” diyerek…
İngiliz başbakanlarından Benjamin Disraeli. “Siyaset, toplumun kaderini şekillendiren bir güçtür” diyerek siyasetin toplumsal hayattaki önemini vurgulamışlardı.
Ve “Politika, insanların farklılıklarını birleştirme ve ortak bir gelecek inşa etme sanatıdır” demişti, Almanya’nın ünlü kadın Başbakanı Angela Merkel.
Ve “Politika, adaletin aracıdır” demişti, ABD’li politikacı Horace Greeley.
Ve de “Politika, değişim için mücadele etme sanatıdır” demişti, ABD’nin siyahi Başkanı Barack Hussein Obama.
***
İşte siyaset ya da politikaya yönelik hiciv (yergi) sözleri:
Fransa’nın ünlü Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, “Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir” demişti.
Fransız siyasetçi ve tarihçi Edgar Faure ise “Sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak, yalnız siyaset alanında görülür” demişti.
Yine Fransız siyasetçi ve Cumhurbaşkanı George Pompidou, “Devlet adamı, kendini milletin hizmetine adayan politikacıdır; politikacı ise milleti kendi hizmetine adayan devlet adamıdır” demişti.
ABD’nin 32. Başkanı Roosevelt, “Tüm politikacılar aynıdır, tek farkları suratlarıyla boylarıdır” demişti.
Amerikalı ilahiyatçı yazar James F.Clarke, “Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı gelecek kuşağı düşünür” demişti.
Adolf Hitler ise “Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnandırmanın sırrı, yalanı sürekli tekrar etmektir” sözleriyle, herhalde politika bir hipnoz sanatına benzerdir demek istemişti.
***
Bu anlamlı ve de aslında uyarıcı sözlerle devam edelim:
Ünlü Yunan filozofu Aristoteles, “Her ülke layık olduğu hükümeti alır” demişti.
Ve yine Yunan filozoflarından Platon (Eflatun), “Politika ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, daha aptallar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar” demişti.
Sovyet lideri Stalin, “Oyları kimin verdiği değil, kimin saydığı önemlidir” demişti.
ABD’nin 3.Başkanı Thomas Jefferson, “Halk, hükümetinden korktuğu zaman tiranlık; hükümet, halkından korktuğu zaman özgürlük vardır” demişti.
Ve Hindistan’ın ünlü bağımsızlık lideri Mahatma Gandhi, “Bizi yok edecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlâktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışı” demişti.
Hindistan’ın ünlü kadın Başbakanı ve suikast sonucu öldürülen Indira Gandhi ise “Sıkılmış bir yumrukla tokalaşamazsınız” diyerek siyasetteki katı uzlaşmazlığa işaret etmişti.
***
Ve yine devam…
İngiliz Başbakanı Winston Churchill, “Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir” demişti.
Ünlü bilim adamı Albert Einstein, “Açlıktan karnı guruldayandan dürüst politikacı olmaz” sözüyle siyasetteki hırsızlığa vurgu yapmıştı.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong ise “Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır” sözüyle uluslararası politikanın da bir savaş olduğuna işaret etmişti.
ABD’li siyasetçi Alexander HAMILTON, “Haklı bir siyasi davaya en büyük zararı, muhalefetin acımasızca saldırması değil, yandaşlarının aptalca savunması verir” demişti.
Amerikalı ekonomist ve yazar PAUL KRUGMAN, “Sonunda amaç seçim kazanmak değil. Amaç toplumu değiştirmektir” diyerek politik önderliğin altını çizmişti.
Ve İngiliz yazar A. A. Milne ise “Yolcu için yol, kurnaz politikacı için söz tükenmez” demişti.
Evet, herhalde bu uyarıcı sözlere, bu çok manidar sözlere karşı söylenecek bir söz, söylenecek bir karşılık yoktur diyebiliriz.