SIRA MİLLETİN DONUNA GELDİ

Abone Ol

Yazının başlığına bakıp, “Hoca abartmış” diyenleriniz olacaktır; keşke abartan ben olsaydım.

Hoca kara mizah yapmış” diyenleriniz de çıkabilir; keşke öyle olsaydı.

“Hoca sözün gelişi öyle yazmıştır” diyenleriniz de olabilir belki; keşke sözün gelişi olsaydı.

Hayır hayır hiçbirisi değil, ne yazık ki bu da gerçek oldu. İktidar 22 yıllık uygulamaları ile halkı soyup soğana çevirmekle kalmadı, halkın donuna da göz dikti.

Kulaklarınıza ve gözlerinize inanamayacağınız olay İzmir Dikili’de İcra Dairesinin 2019/381 nolu talimat dosyası ile gerçek oldu.

Bazen olanaksızı anlatmak için deriz ki; “Yahu yok işte kardeşim, donumu mu alacaksın?” diye tepki sözcüğü ile betimleriz olayı.

Devletin resmi ilanlarının yayınlandığı ilan.gov.tr adresine girdiğinizde bu ve benzeri ilginç ilanları görebiliyorsunuz. Sözcü Gazetesi’nden adı gibi saygın, üstat, güvenilir  gazeteci Saygı Öztürk, olayı 26 Temmuz’da köşesine taşıyorsa haberin yalan olmasının milyonda bir ihtimali bile yoktur. İlk anda ben de yalan haber olabilir ikilemine düşmüştüm, Saygı Öztürk imzasını görünceye kadar. 

Haczedilen 20 kalem maldan birisi “Gardrop içinde muhtelif elbiseler ve İÇ ÇAMAŞIRLARI” şeklinde yer almıştır. İç çamaşırı yani vatandaşın donu haczedildi.

Sadece don mu haczedilen, “1 paket toz şeker”e de el konmuştur. Şeker fabrikalarını haraç mezat satan iktidarın 1 kilo toz şekere gereksinim duymasını anlayışla karşılamak lazım!

Dahası “200 lira değerinde eşarp ve başörtüsüne” de el konmuştur. “Başörtülü bacımın” başörtüsünü suiistimal ederek, seçimleri kazanan iktidarın, sanırım ikinci parti olmaktan kurtulmak için, yeniden başörtüsüne gereksinimi var. Ondan başörtüsünü haczetmiş olabilir!

Doğrusunu sorarsanız “50 lira değerinde çarşafı” neden haczettiğini ben de anlayamadım.  İktidar neden çarşafa dolaştı diye düşünenlere yanıtım, vatandaşın haczettiği çarşafına dolaştığı açık değil mi?

Haczedilen mallar arasında “200 lira değerinde kova leğen, 100 liralık havlu ve 50 liralık terlik”te var. Demek ki kova ile su dökünüp, leğende yıkanacaklar, günahlarından arınacaklar, havlu ile kurulanıp, terliği giyip dolaşacaklar anlaşılan.

Peki, “50 lira değerinde defter” haczi de beni şaşırtmadı. Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından SEKA kağıt fabrikalarını yandaşlara peşkeş çeken iktidarın, ihtiyaç nedeniyle 50 liralık deftere el koymasına şaşırmamak lazım. O deftere iktidarın 22 yıllık günahlarını yazsak yeter mi acaba? Sayfa sayısı hakkında ayrıntı verilmemiş.

Şimdi gelelim “zurnanın zırt dediği” yere, icradan satış 29  Ekim 2024’de açık artırma ile yapılacak. Haliyle yılın 365 gününde yer olmayınca Cumhuriyet Bayramında satış da çok anlamlıdır.

Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetin kutlanma gününde halkın donuna el konması, “artık sahipsizsin, sen zamanında cumhuriyetine sahip çıkmadın, seni koruyacak kimsen kalmadı, haliyle donun da kalmadı” demek değil de sahi nedir?