Şiirlerini ve kitaplarını severek okuduğumuz yazar ve şairlerin, ilginç hayat öykülerini çok merak ederim. Hepsi de feleğin çemberinden geçmiş, kültürel donanımı yüksek, duygu yüklü, güzel insanlardır şairler.
Bir şiir okuduğumuzda, şiirin güzelliği bir yana, yazan şaire karşı da bir hayranlık duyarız. Acaba şiir yazarken nasıl duygular geçirdi içinden, şiirlerini kime yazardı, nasıl bir karaktere sahipti gibi. Ancak bazen şiirlerini severek okuduğumuz şairlerin hayatları hiç de sanıldığı gibi iç açıcı olmuyor. Adeta bir dram çıkıyor şairlerin hayatından.
CAHİT SITKI TARANCI:
Cahit Sıtkı Diyarbakır’da küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra, ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir. Yıllar önce Cahit Sıtkı’nın kardeşi Yılmaz Tarancı ile söyleşi yaparak Çorum Haber’de paylaşmıştım.Meşhur “Otuz Beş Yaş” şiirinin sonunda şöyle söylüyor Cahit Sıtkı.
Neylersin ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında…
NAZIM HİKMET RAN :
Tüm dünyanın tanıdığı meşhur şairlerimizden Nazım Hikmet’i Bursa cezaevinde Adalet Bakanlığı müfettişi ziyaret eder. Müfettişin küçümser tavırları Nazım’ı çok rahatsız eder. Nazım odadan çıkarken, müfettiş’e, “Beyefendi siz Ömer Hayyam’ı tanır mısınız?” der. Müfettiş “Ebette tanırım” der. Peki, Hayyam zamanında yaşayan hükümdarı tanır mısınız?” der. Müfettiş,”Hayır” der. İşte gün gelecek Türk şair Nazım Hikmet’i bütün dünya tanıyacak ama seni ve bakanını hiç kimse tanımayacak” der ve odayı terk eder.
YAHYA KEMAL BEYATLI:
Hiç evi olmamış ve evlenmemiştir. Ölene kadar Park otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesi Celile hanıma âşık olduğu söylenir. Yahya Kemal şiiri ve şairi şöyle yüceltir.
Eslaf kapıldıkça güzelden güzele / Fer vermiş o neşveyle gazelden gazele,
Sönmez seher-i haşre kadar şiir-i kadim / Bir meşaledir devredilir elden ele..
ORHAN VELİ KANIK: Meşhur “Anlatamıyorum” şiirinin yazarı Orhan Veli Kanık Ankara’da belediyenin açtırdığı bir çukura düşmüş, başından yaralanmış ve ölmüştür.
GİDERAYAK
Handan, hamamdan geçtik, / Gün ışığında hissemize razıydık;
Saadetinden geçtik, / Ümidine razıydık; / Hiçbirini bulamadık;
Kendimize hüzünler icat ettik, / Avunamadık / Yoksa biz…
Bu dünyadan değil miydik?”
SABAHATTİN ALİ:
Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Sabahattin Ali’nin Bulgaristan sınırında öldürüldüğü söylenir. Sinop cezaevinde yatarken acılar içinde yazdığı “Başın öne eğilmesin” şiiri beni çok duygulandırır.
Zülfü Livaneli’nin bu güzel bestesini Edip Akbayram çok güzel okur.
Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül aldırma,
Ağladığın duyulmasın / Aldırma gönül aldırma,
Dışarda deli dalgalar / Gelip duvarları yalar,
Seni bu sesler oyalar / Aldırma gönül aldırma..
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN:
Ümit Yaşar söylenenlere göre, 23 kez intihara kalkmıştır. 1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 17 yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesinden atlayarak intihar eder. Rivayet odur ki cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kâğıtta bir not yazılıdır.
“Baba intihar öyle edilmez böyle edilir.” Evlat acısını şöyle dile getirmiş Ümit Yaşar.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, / Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı, / Beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın…
Haddim olmayarak ben de üstatlar arasına katılıp şiir sevdamı şöyle anlatacağım.
Şiir Tanrı dilidir, ibadettir insana, / Şiir sevgi selidir, saadettir insana,
İlahi bestedir şiir insan makamında, / Aşıktır, sevgilidir, zarafettir insana…
(Mehmet Özata)
BAADDİN DİYOR Kİ;
1-AKP toplumu geriye götürmedi, geri olan toplumu meşrulaştırdı. Cahiller yine çoktu ama bu kadar cüretkâr değildi. AKP cehaleti yönetti. (İlber Ortaylı)
2-Dünyada üst sınıf yaşar, orta sınıf şikâyet eder, alt sınıf şükreder. Üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf ise Tanrı’ya tapar. (Einstain)
3-Seyahat insanı alçak gönüllü yapar. Sizin dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar. (Gustave Flaubert)
22 Eylül 2021