SEÇİM BOYUNCA HİÇ KONUŞULMAYAN BAŞKAN YARDIMCILARI
Seçilen başkanın herhangi bir şekilde başkanlıktan ayrılması halinde; yardımcısı yerini alıyor. Kanunları öyle. Yani başkan seçerken otomatikman yerini alacak adamı da seçmiş oluyorsunuz.
Bu durum göz önüne alındığında; Hillary Clinton’un seçim kaybedişi; Türkiye için iyi olmuştur.
Sağlık durumu konusunda endişeler olan Clinton’ın yerini Tim Kaine alacaktı. Tim Kaine’i anlatmaya geçmeden önce başka durumu da anlatalım: ABD ile Türkiye’nin arası hiçbir zaman yaşadığımız günlerdeki kadar kötü olmadı. Clinton kazansaydı; aynı politikayı sürdüreceği için düzelme ihtimali olmayacaktı.
Seçim boyunca konuşmalarında endişeler yaratan Trump’ın günümüzdeki konuşmalarında düzelme başlamıştır. Sonucun daha iyi olacağını düşünüyorum…
Gelelim Tim Kaine meselesine;
“Tarih 15 Şubat 2016. Altı senatör birden karar veriyor ve John Kerry’e mektup döşeniyor.
Mektupta önce Suriye sınırında Türkiye’nin yürüttüğü operasyonlardan rahatsızlıklarını belirtiyorlar.
Sonra Türkiye’de demokratik hakların zedelenmesinden ciddi kaygı duyduklarını söyleyip müdahale talebinde bulunuyorlar.
Belki de basbayağı darbe çağrısı bile denebilir.
İfadeleri şöyle: “Türkiye’yi yeniden evrensel hukuka uygun hale getirmek için yeni bir Amerikan politikası gerekmektedir.”
Yok! Burada bitmedi…
Dahası var…
Mektubun, daha doğrusu çağrının asıl vurucu yeri şu: “İnanıyoruz ki, Türkiye’nin girdiği radikalleşmeden çevirmenin yolu itibarı yüksek bir ilahiyatçı olan Fetullah Gülen’i desteklemek olacaktır. Gülen uluslararası diyaloğa açık bir kişidir.”
Kim bu senatörler?
Marco Ruble, Tom Udall, Ron Johnsın, Paul Rand, Bob Corker…
Ve…
Buraya dikkat!
Tim Kaine
Artık Virginia senatörü deyip geçmek olmaz!
Biliyorsunuz değil mi?
Tim Kaine eğer Hillary Clinton başkan seçilecek olursa ABD’nin ikinci adamı olacak.
Yani öyle bir durumda Hillary Clinton başkan seçilir ve bir süre sonra çekilmek durumunda kalırsa, Tim Kaine ABD başkanı olacak.”
Parantez içinde sunduğum, bu uzunca kısım, 6 Ekin 2016’da Sabah gazetesinde yayınlanan Haşmet Babaoğlu yazısından.
Ne diyelim?... İyi ki Clinton seçimi kaybetti. Geçmiş olsun Türkiye’m…
En güzel günler sizlerin olsun.