Geçmişte Çorumspor, son 9 yıldır da Çorum FK tek başına profesyonel liglerde Çorum’u temsil ediyor. 1967’de kurulan ve yönetimsel hatalar yüzünden 2012-2013 Sezonu bitiminde amatör lige düşen Çorumspor, bir daha dönemedi. Dönmesi de pek mümkün görünmüyor. Yani koskoca bir çınar göz göre göre yok oldu. Bugün Çorumspor’un misyonunu Çorum FK üstlenmiş durumda. Çorumspor zamanında olduğu gibi, yine kaynak sorunu ve ilgisizlik devam ediyor. Taşıma suyu ile değirmen şimdilik dönüyor ancak ne kadar daha döner, bilmiyoruz. Sabit gelir kaynakları oluşturulmadığı sürece, Çorum FK’nın da sonunun Çorumspor’dan farksız olmayacağı aşikâr.
Geçmişte, Çorumspor’un Çorum için gerekli olup olmadığı bile tartışıldı. O zaman da söylediğim gibi, Çorumspor, Çorum için şart. 1980 olaylarından sonra da şapşart olmuştur. O malum olayların açmış olduğu yaralar sarılırken, Çorumspor’un üstlendiği misyonu dünyada Allah’tan başka yapacak başka bir güç yoktur. Bu yüzden, geçmişte Çorumspor, bugün Çorum FK, bu şehrin en önemli mihenk taşıdır, çimentosudur. Yani bugün Çorum FK, şehrin de hassas dengeleri göz önünde bulundurulduğunda, kendi kaderine terk edilecek veya herhangi bir kimsenin inisiyatifine bırakılacak bir kurum değildir. Şehrin idari ve mülki amirlerinin yanı sıra, iş dünyasının, tüm Çorumluların ve kulübü yönetenlerin bunu iyi anlamaları ve bu doğrultuda hareket etmeleri gerekmektedir.
İşin özeti, geçmişte Çorumspor, bugün de Çorum FK, Çorum için gereklidir, hatta şarttır, herkes de destek olmak zorundadır.
Bunları neden hatırlatıyorum. Malumunuz, yeni sezon Pazar günü başlıyor. Bugüne kadar ekonomik anlamda şehirden çıt çıkmadı. Herkes kafasını kuma gömdü. Gerekçe ise kulübün artık şirket olması. Tabii, bu bakış açısı, kaçış yolu, bahane. Bu kulüp, dernek de olsa, şirket de olsa Çorumluların parasıyla yapılan tesisleri kullanıyor, yine Çorumluların parasıyla yapılan statta oynuyorsa, adında da “Çorum” ibaresi varsa, Çorum’un ortak paydasıdır. Ne Murat Yıldırım’ın, ne de Oğuzhan Yalçın’ındır. Hisseler onların olabilir ama özünde bu kulüp Çorum’un özvarlığıdır. Kütüğünün Çorum’dan başka bir yere alınması ya da taşınması kanunen de mümkün değildir.
Evet, şunu da kabul etmek lazım ki, Çorum FK, Fatih Özcan dönemi ile birlikte şehirden soyutlanmış, kapılarını Çorum’a kapatmıştır ve o kapılar henüz tam anlamıyla açılmamıştır.
Başkan Oğuzhan Yalçın, imkânsız gibi görünen güzel işler yapıyor, bunun için kendisini alkışlıyorum. Ama yapması gereken en önemli şeylerden biri, hatta en önemlisi, şehirle kulübü yeniden kaynaştırmak. Bunun için, Vali, milletvekilleri, Belediye Başkanı, etkili ve yetkili olan herkesin kucak açması, destek olması lazım.
Diğer türlü, aidiyet duygusu olmadan, günü birlik başarılarla sadece kendimizi avutur, rakiplerimiz üst liglerde oynarken, biz iki ileri, bir geri saymaya devam ederiz.
Gelelim, takıma… Sezonun ilk sınavı Pazar günü Şanlıurfaspor’la. Takım hazır mı, değil mi, biz de bilmiyoruz! Antrenmanlar basına kapalı(!) olduğu için, sadece birkaç hazırlık maçında görebildik. Demek ki, kimsenin görmesini istemedikleri bir antrenman metodu ya da başka bir şey var da kapılar dış dünyaya kapandı. Bu gizemin ne olduğunu hep birlikte göreceğiz inşallah.
Daha önce de ifade ettiğim gibi, Mert Nobre’nin antrenman metodu benim için en büyük soru işaretlerinden biri. Bir haftalık kamp ve ardından 3 günlük izin verildiğini ilk kez gördüm. Zaten yeni nesil hocaları anlamakta bayağı bir zorlanıyorum. Futbolu zorlaştırmak için ne lazımsa yapıyorlar. Oysa futbol çok basit olduğu için tüm Dünyada popüler ve en sevilen spor dalı.
“Birlikte başaracağız” parolasıyla başlayacağı sezonda Çorum FK’ya başarılar diliyor, tüm Çorumluları Çorum FK’ya destek olmaya davet ediyorum.