Bizim, adına ‘Sanat Dostları’ dediğimiz bir topluluğumuz var. Bu topluluk, her ayın ik Cumartesi günü, kararlaştırdığımız bir saatte toplanır. Adına yine ‘Azık Paylaşımı’ dediğimiz, dağarcığımızdaki ‘azıkları’ paylaşırız.
Toplantılarımız ‘Pandemi dönemi’ haricinde, 1995 yılından bu güne, hiç aksatmadan devam etmektedir.
Sanat Dostları toplantılarına yazarlar, şairler gelir; hikayelerini-şiirlerini okur. Elinde sazı ile ozanlar gelir, sazlı-sözlü sunum yaparlar. İsteyen kitap tanıtımı veya herhangi bir sanat taıtımı yazınsal ve görsel olarak sunar.
Toplantılarımız, sanata gönül vermiş ister yazar olsun; şair-ozan olsun; ister dinleyici olsun, yaş farkı olmadan herkese açıktır.
Sanat Dostları toplantılarımıza katılanların birisi de, güzel Çorumumuzun yetiştirdiği Büyük Halk Ozanımız Borani kardeşimizdi.
Borani toplantılarımıza yalnız gelmezdi.
“Elim, ayağım
Gözüm, dayanağım” dediği
Eşi Sevim Hamımefendiyle gelirdi hep.
Borani, sağlık sorunları nedeniyle her toplantıya gelemezdi. Geldiği toplantılarda da Borani’ye sınırsız şiir okuma tanınır, okuduğu şiirlerle bizleri şiire doyururdu.
Borani bir ara “Fadimeye Mektuplar” simgeli şiirler üzirine çalışıyordu. Bir gelişinde cebinden bir tomar yazılı defter yaprağı çıkarıdr ve Fadimeye Mektupları okudu, okudu, okudu.
Bizler de ilgiyle ve zevkle dinledik.
Sonunda Borani’ye:
“Borani, hep Fadime, hep Fadime. Sevim Hanıma birşey yok mu?” diye takıldım. Borani:
“Uyma baha Bahri Hoca, biliyorsun ki o benim
“Elim, ayağım
Gözüm nuru
Gönlüm, dayanağım” diye cevapladı sorumu.
Biliyordum eşi Sevim Hanıma çok değer verdiğini.
Fadime’nin simge olduğunu da biliyordum.
Yine de takılmadan duramadım.
Biliyorsunuz Borani hep
(Sevgi odaklı) – (insan merkezli) şiirler yazar.
Benim 2008’de kaleme aldığım “Sevgi Yumağı” adında bir kitabım var. Şiir tadındaki bu kitabımda özellikle gençlere:
Sevg-Hoşgörü-Özveri-Paylaşım
vurgusuyla bazı hayati mesajlar veriyorum.
Ve onlara “Genç Dostum” diye sesleniyorum.
Kitabımın sonunu da şöyle bağlıyorum:
Unutma Genç Dostum
Benim adım Sevgi
Her derdinde, her sevincinde ben varım
Ben varım her kavganda, her sevdanda
Kazandığında ben, yenilginde ben
Her zaman başın dik, alnın açık olsun
Omzuna dokunan elim, gönlün olsun
Gururlu değil, onurlu yaşamın olsun
Unutma Genç Dostum
Benim adım sevgi
Seninki de Sevgi olsun
Ve
Yaşamın, gönlün sevgiyle dolsun
Benim adım Sevgi
Ben, dünyalara değil
Evrenlere yeterim. diye sonlandırıyorum.
Bu kitabımı Borani’ye
“Sevgi ile okuman ve sevgi çağırman dileğiyle” diye imzalayarak verdim.
Borani zaten ‘Sevgi Toplumu’ kurmak istiyordu.
Benim ‘Sevgi Yumağı’ isimli kitabımı okuduktan sonra bana “Senin Sevgi Yumağı” kitabın benim şiirlerle örtüşüyor Bahri Hoca” dedi. Ve şu dörtlüğü okudu:
“Sevgi okurum, sevgi yazarım
Sevgi alır, sevgi satar pazarım
Sevgi söyler, sevgi çalar gezerim
Sevgi bankasının hırsızıyım ben”
Evet, Borani de hep “Sevgiden-Hoşgörüden söylüyordu.
Şu dizeler gençlere söylenenin bir örneğidir.
“Sevgi ilmini öğren durmadan
İnsana hizmet et gönül kırmadan
Gözün kapat yanlışını görmeden
İnsanı sev, sev insanı arkadaş”
Borani’ye göre de; Sevginin, hoşgörünün, paylaşımın olmadığı bir yer, yaşanılası bir yer değildir.
Bunun içindir ki Borani;
“Madem ki hepimiz Hak’kın kuluyuz
İnsan Sevgisinde birleşek n’olur
Neden husumetle kinle doluyuz
İnsan sevgisinde birleşek n’olur der.
Ve Borani son söz olarak:
“Benim mezarım sevgiyle kazılsın
Başıma, severek öldü yazılsın” diye söyler
“Yazmak Yaşamaktır” diye söyleriz hep.
Evet
Borani de aramızda, hala yaşıyor işte...
Işıklar içinde yatsın, ruhu şad, yatağı nur, mekanı Cennet olsun diyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.