Suudi Arabistan’da krize neden olan ve oynanmadan ertelenen Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa müsabakasının öncesinde yaşanan gerginlikle birlikte gündeme gelen konulardan biri de Riyad’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Binası olur.
Ahmet Vefik Alp, Riyad Büyükelçilik tesisleri ile ilgili 2010 yılında Kent Akademisi Dergisine yazdığı bir makalede “Suudiler resmi ziyaretlerde Anıtkabir’e gitmiyorlar. Biz de Anıtkabir’in yavrusunu başkentleri Riyad’a getirdik” diyerek projenin önemine dikkat çeker.
Kral Faysal'ın, 25 Mart 1975'te öldürülmesinin ardından tahta geçen Halid bin Abdülaziz Âl-i Suud, Cidde’ye konuşlanmış yabancı misyonları Başkent Riyad’a getirmek üzere kentin batısında 12 km2’lik bir alanda “Riyad Diplomatik Şehri’nin” (Riyadh Dipolomatic Quarter) kurulmasını emreder.
Bu projenin başına Kral Halid tarafından Hitler'in bir numaralı mimarı ile aynı adı taşıyan oğlu Albert Speer Jr getirilir. Çarşı, okul, hastane, cami, kulüp, spor ve rekreasyon alanları gibi ortak tesisleri yabancı mimarlarla birlikte Suudiler projelendirir.
Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği Tesislerinin projelendirilmesini ise o zamanlar Kral Fahd Üniversitesinde (KFUPM) hoca olarak görev yapan Ahmet Vefik Alp, Kral’ın özel izni ile üstlenir. Ancak bu projelerin yapımı hiç de kolay olmayacaktır. Projelendirmeye başlarken mimar Speer ve ekibi, binaların yapılması konusunda uygulanması gerekenleri içeren bir imar yönetmeliği ortaya koyarlar. Bu yönetmelik ile birlikte sıkıntılar da ortaya çıkmaya başlar.
İşte bu noktada Kent Akademisi isimli dergide rahmetli Ahmet Vefik Alp, konu ile ilgili neler kaleme almış bir bakalım.
“Binaların cephe mimarisinin Suudi-Arap stiline uygun olarak projelendirilmesini istiyorlardı. Bu konuda ısrarlı idiler. Beni Riyad’ın hemen dışında ‘Dirrayah-Diriye’ denilen ve Suudiler’in ataları Necid-Nejd’lerin geçmişte yaşadığı kısmen yıkık yerleşime götürdüler ve ‘İşte böyle olacak’ dediler. Milliyetçi duyguları güçlü olan bir mimar için bu bir ölüm fermanıydı.
O zamanki Riyad Büyükelçimiz Umut Arık da benimle aynı görüşteydi. Hazırladığım projeler Nejd-Arap mimarisinden bazı atıfları içermekle beraber geniş saçaklarıyla Boğaziçi yalılarımızı ve özellikle yüksek cephe kolonlarıyla Anıtkabir’i anımsatıyordu.
Suudi onama makamı ve Alman danışmanı mimar Albert Speer Jr. projelerimizi derhal redderek iade etti.
Büyükelçimiz Umut Arık, bir yolunu bulup projeleri (16-19 Ocak 1984) Fas, Casablanca’da İslam Zirvesi’ne gidecek olan zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e ulaştırdı. O sırada Başbakanımız merhum Turgut Özal’dı.
İkili görüşme sırasında Sayın Kenan Evren, projeleri açıp Kral Fahd’a gösterir. Kral başını sallayarak projeleri beğendiğini ihsas edince onama en yüksek mercide gerçekleşmiş oldu. Büyükelçi Arık, bana böyle anlattı.
Ve Konsolosluğumuzu da içeren Kançılarya, Büyükelçi Konutu, Hizmet Personeli Lojmanı ve Diplomatlar için ana parselin hemen arkasında 4’er katlı 4 adet konut yapısından oluşan T.C. Riyad Büyükelçilik Tesislerimiz 1990 yılında tamamlandı.
Suudiler resmi ziyaretlerde Anıtkabir’e gitmiyorlar.
Biz de Anıtkabir’in yavrusunu başkentleri Riyad’a getirdik”
İşte sevgili okurlar, Suudi-Arap Mimari stiline uymuyor, Türk üslubunu yansıtıyor’ denilerek geri çevrilen Riyad Türk Büyükelçilik Binası ancak dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Kral Fahd nezdinde yaptığı girişimler sonucunda kabul ve inşa edilmiştir.