Bu hafta doğayla buluşamadık. Ayaklarımız patikalarda değil, rotamız alışılmış yürüyüş güzergâhlarının dışında kaldı. Ancak her doğaseverin bildiği gibi, doğada yalnızca hareket değil; bazen durmak, susmak ve dinlemek de bir yürüyüştür. Kurban Bayramı’nın getirdiği içsel sükûnetle birlikte, bu haftaki sessizliğimizde doğanın sesi bir başka biçimde içimize doldu.
Patikalardan uzakta geçen bu zaman dilimi, bizlere durup düşünme fırsatı sundu. Geçmiş yürüyüşleri hatırlamak, doğayla kurduğumuz bağın anlamını yeniden tartmak ve gelecekte atılacak adımları planlamak için kıymetli bir duraktı bu.
Çorum Doğa Kulübü olarak her hafta gerçekleştirdiğimiz doğa yürüyüşlerinde yalnızca kilometreler katetmiyoruz. Aynı zamanda bu kadim coğrafyanın doğal, tarihi ve kültürel katmanlarına da tanıklık ediyoruz. Bir kayanın yüzeyindeki jeolojik izden bir kalenin sessiz taşlarına, köylülerin içten ikramlarından serin bir şelalenin çağlayanına kadar her yürüyüş, çok yönlü bir keşfin parçası hâline geliyor.
Ancak bu kampı asıl anlamlı kılan şey, yalnızca zengin programı değil. Bu etkinlik, çocukların ağaçların diliyle tanışacakları, toprağın kokusunu içlerine çekecekleri, bedenlerini ve sınırlarını doğanın ritmiyle yeniden keşfedecekleri bir içsel yolculuğun başlangıcı olacak.
Bu hafta sessizdi patika. Ama bu sessizlik, düşüncenin filizlendiği, yeni adımların anlam kazandığı bir zemin oldu. Her fikir, her plan, geleceğe atılmış bir tohumdur. Ve biz inanıyoruz: Doğaya temas eden bir çocuk, yalnızca o anı değil, bir ömrü yeşertir.
Temmuz ayında doğa bu kez çocukların sesiyle dolacak.
Biz hazırız. Doğa da öyle.