PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ KONUŞULMAZ OLDU!

Abone Ol

6’lı Masa’nın oluşumuyla günlerce, aylarca parlamenter sisteme dönüş konuşulmuştu.

6’lı Masa; 5 Mayıs 2018’de CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti tarafından Millet İttifakının kuruluşu, ardından bu ittifaka DEVA ve GELECEK partilerinin de katılımıyla oluşmuştu.

Ve 6’lı Masa liderlerinin, 12 Şubat 2022 günü bir araya gelerek başkanlık sistemine karşı birlikte çalışma kararını açıklamasıyla güçlü bir muhalefet bloku oluşturulmuştu.

Ve “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” söylemi, hem muhalefetin yapıştırıcı gücü hem de 6’lı Masa’nın başat söylemi olmuştu. Aynı zamanda Erdoğan karşıtlığında muhalefeti bir araya getiren vurgulu bir söyleme dönüşmüştü.

Ama ne olduysa artık konuşulamaz oldu. Sanki başkanlık sistemine alışılır oldu.

Bu nedenle başkanlık sistemine bir kez daha bakmak gerekti.

***

Çünkü “Başkanlık Sistemi”, başta ABD olmak üzere Batı’nın bir dayatması idi…

Zaman zaman dillendirilmiş, gündeme getirilmek istenmişti.

Nitekim cumhuriyetin kuruluşunda bile Atatürk’e başkanlık teklif edilmişti. Ama Atatürk reddetmişti.  

Bülent Ecevit, “başkanlık sistemi, Türkiye için çok tehlikeli olur demişti.

Ama Necmettin Erbakan, özellikle partisinin programına koymuştu.

Milli Nizam Partisi'nin (MNP) 1969 programında, Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 1973 programında ve 1973 seçim beyannamesinde başkanlık sistemi vurgulanmıştı.

Alpaslan Türkeş, “Tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz demişti.

Özellikle 12 Eylül Askeri darbesinin açtığı kulvarda, hem eyalet sistemi hem de başkanlık sistemi dillendirilir, süreç içinde Türkiye'nin gündemine sokulur olmuştu.

Nitekim Turgut Özal, başkanlık tartışmasının önünü daha da açarak TÜSİAD'ın Görüş adlı dergisinde, “İlk 10-15 ülke arasına girmek istiyorsak, ‘başkanlık sistemi’ şart demişti.

Ve de Süleyman Demirel Türk siyasetine tam 50 yıl hükmetmiş bir kişilik...

Eylül 1997'de Türkiye başkanlıktan kaçamaz demişti. 2005 yılında, Akşam gazetesine verdiği bir röportajda ise Elbette Türkiye başkanlık sistemine geçecektirdemişti.

Yani Atatürk'ün sıcak bakmadığı, Ecevit'in çok tehlikeli dediği başkanlık sistemi 60'lı yıllarda Türkeş, 70'li yıllarda Erbakan, 80'li yıllarda Özal, 90'lı ve 2000’li yıllarda Demirel tarafından dillendirilmiş, siyasetin gündemine sokulur olmuştu.

Elbette bugünkü siyasi partilerin geçmişi idi bu liderler.

Ve de Demirel ve Özal, Batı ekonomi politikalarının Türkiye’deki sözcüleri idi.

***

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran 2015 seçiminin gündemi “başkanlık sistemi”dir demesiyle start verilmişti.

Öyle ki Erdoğan'ın tüm konuşmalarında, varsa da başkanlık yoksa da başkanlık denilerek, sihirli bir değnekmiş gibi sunulan başkanlık sistemi gündeme oturmuştu.

16 Nisan 2017 günü yapılan referandumla da Türkiye başkanlık sistemine geçmiş oldu. 24 Haziran 2018 günü de ilk başkanlık seçimi yapıldı.

Doğrusunu söylemek gerekirse çok da iyi bilemediğimiz, neden böyle bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu da anlayamadığımız bir konu oldu. Kim neden karşı, kim neden taraftar bilinmez olundu.

Akademisyenler ikiye ayrıldı, medya ikiye ayrıldı; kötü diyen de oldu, iyi diyen de.

Siyaset ise zaten ikiye ayrılmıştı. Muhalefet kötü derse iktidar iyi dedi. Herhalde muhalefet iyi derse, iktidar kötü diyecekti. 

Ne yazık ki bu tavır, Türkiye siyasetinin adeta değişmez bir kaderi oldu.

Aslında bu konu 2007 yılında, anayasanın 101 ve 102’nci maddelerinin değiştirilip cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar verilmesiyle zaten gündeme girmişti.

Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan kriz ve ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun Cumhurbaşkanını halk seçsin demesiyle ete-kemiğe bürünmüştü. 

Oysaki Cumhurbaşkanını halkın seçmesi demek, politik bir kimlik vermek ve de halk iradesiyle politik bir güç kazandırmaktı. Bunun başka bir izahı da yoktu.   

Ve böylece başkanlık sistemine giden yolun ilk kilometre taşı, yumuşak bir şekilde o günlerde döşenir olmuştu.

***

Peki, 6’lı Masa gerçekten parlamenter sisteme dönüşü istiyor muydu?

Buna verilecek cevap pek de olumlu değil gibidir.

Çünkü:

28 Kasım 2022 günü Altılı Masa tarafından “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi” başlıklı bir anayasa değişikliği taslağı yayınlandı.

Ve bu taslakta, cumhurbaşkanı için Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek denilmişti.

Neden özellikle böyle bir ifade, bu taslakta yer aldı? Düşündürücü olmuştu.

Oysaki böyle bir durum, hiç tartışmasız başkanlık sistemi ya da yarı başkanlık sistemi demektir.

Siyasi literatürde de bunun adı budur. Başka da bir izahı yoktur.

Çünkü siyaset bilimcilerine göre Başkanlık Sisteminde başkan, doğrudan halk tarafından seçilmektedir.

Her halde parlamenter sisteme dönüş konusunun gündemden çıkar oluşunun nedeni de bu olsa gerek