Türkiye, cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük ekonomik iflasla yüz yüze. Klasik deyimle “mutfakta yangın var”. O halde gündem ve birinci sorun, bu yangının söndürülmesi olmalı değil mi? Hayır. “Bu, darbecilerin anayasası, biz daha özgürlükçü bir anayasa yapalım” deniliyor. İktidarın bu söylemi ciddi ve inandırıcı olabilir mi?
Ülkede işsiz sayısı 7 milyonu geçmiş, halk sağanak yağış gibi gelen zamlardan nefes alamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” olmaktan sicili olan bir parti diyor ki: “Özgürlükçü anayasa yapalım!”
Anımsatmak isterim, gerek darbeciler döneminde, gerekse ara rejimlerde bile Anayasa Mahkemesi’nin kararları uygulanırdı. Yargıtay’ın, Danıştay’ın kararları uygulanırdı. Bağımsız yargı bir karar aldı mı? O yolda devam ederdi. Oysa bugün bunların hiç birinin uygulanmadığı, özel bir saray rejimi var. Yargı bağımsızlığından söz etmeye olanak yok. Alt mahkeme üst mahkemeyi tanımıyor. Hatta Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Buna “şahsım rejimi” deniyor zaten.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olayı çok net özetlemişti: “Erdoğan Anayasa’ya uymuyorsa, Anayasa’yı Erdoğan’a uyduralım”.
Mevcut düzeni anlatmak için bundan daha veciz bir söz olabilir mi? İşin daha ilginci, kendi yaptıkları yasalar da bazen yetmiyor, dar geliyor. Ona da uymuyorlar.
Getirdikleri rejimin normal bir modern devletle uzaktan yakından ilgisi yok. 22 yıldır durup durup açık bir seçim yenilgisinden sonra, ülke ekonomik iflasın kıyılarında gezinirken “özgürlükçü anayasa” söylemi, düşündürücü değil mi?
Peşinen söyleyelim, mevcut anayasa bile “laikliğe karşı eylemlerin odağı” partinin getireceği anayasadan daha özgürlükçüdür.
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımayan.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını tanımayan.
Yargıya talimat veren bir anlayış “özgürlükçü anayasa” yapabilir mi?
Ekonomik iflas konuşulmasın, mutfaktaki yangın tartışılmasın, işsizlik, pahalılık gündeme gelmesin diye dikkatler anayasa değişikliğine çekiliyor. Ülkenin bir numaralı konusunu unutturuluyor.
AKP ne özgürlükçüdür ne de demokrat. Ayrıca 22 yıllık deneyim gösterdi ki, ne söyledilerse tersini yaptılar. Onlar için sadece sarayın mutluluğu, refahı vardır. Sarayın itibarı, özgürlüğü vardır. Her şey saray için. Gerisi boş laf. Halkı Mevlam kayıra,o derdine yansın.
Muhalefetin bu iktidarla ortaya çıkaracağı, mevcut anayasadan daha ileri bir anayasa olamaz. Kitleleri oyalamanın anlamı yoktur. Gerçi CHP Lideri Sayın Özgür Özel: “Anayasalar uyulmak için yapılır; son Anayasa Erdoğan için yapıldı, Uyuyor mu?...İnsanların yoksulluk, işsizlik, açlık, güvencesizlik gibi üst düzey beklentileri varken, yeni bir anayasa toplumun taleplerinin neresindedir, tartmak gerekir” demiştir.
İşte konunun özeti budur. Toplumun acil talebi ortada. “İş, ekmek, özgürlük” sloganı bugünler için atılmış olsa gerektir. AKP tipi bir “özgürlükçü anayasa”dan önce ülkedeki yakıcı sorunları çözmek gerekir. İşsizlik, yoksulluk, ekonomik iflas gibi…