ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİNDEN DÜNYA ŞİİRİ ANTOLOJİSİ

Abone Ol

Yaklaşık 15 sene önce bir gece yarısı Selamiçeşme Özgürlük Parkında yeni aldığım “Ölü Ozanlar Derneği” kitabını okuyorum. Kitap çok hoşuma gitti.

Gece yarısı kitabı hazırlayan Cansever Eyüpoğlu adlı üstadı aradım.

Dedim, “Üstat, kitabı çok beğendim, tebrik ederim.” “Çok sevindim” dedi.

Üstadın sesi bana hiç yabancı gelmediği için, “Sizin sesiniz Antalya lisesi Edebiyat öğretmeni Cahit Kerse’in sesine benziyor, yanılıyor muyum?” dedim.

“Evet, ben Cahit Kerse’yim, siz kimsiniz? dedi. Ben de 1977-1979 Antalya lisesi Tarih öğretmeni Mehmet Özata’yım” dedim.

Cahit bey “Yaklaşık 28 sene olmuş görüşmeyeli, Mehmet bey, beni sesimden tanımanız çok hoş” dedi. Antalya’ya gittiğimde Cahit beyin matbaasına uğradım, bol bol sohbet ederek Antalya lisesi anılarımızı tekrar yaşamıştık.

KALLİMAKOS (M.Ö. 3. YÜZYIL)

Öldüğünü söylediler, Herakleitos, / Tutamadım kendimi ağladım.

O güzel günler aklıma geldi, konuşa konuşa akşamı ettiğimiz, Halikarnasos’ta.

Sen de mi bir avuç toprak oldun sonunda? / Ama şiirlerin yaşıyor, yaşayacak;

Her şeyi, her şeyi dize getiren Hades, / Bak onların kılına bile dokunamaz..

GÖZE GİRMEK İÇİN

Hep ölmüş ozanları beğenirsin, översin Vakerra,

Beni beğenesin diye doğrusu ölemem Vakerra…

ÖMER HAYYAM (İRAN-1022-1122)

Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur, boş!

Bırak onu bunu da, gönlünü hoş tut, hoş!

Şu durmadan kurulup dağılan evrende,

Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!

MEVLANA (İRAN-1207-1273)

Dün gece üstadıma sordum kaç kez / Bana bu dünyanın sırrını söyle tez,

Cevap verdi üstadım gülerek / Bu sır bilinir, ancak söylenemez..

ŞEYH SADİ (İRAN-1203-? )

Bahar zamanları ne kadar hoştur, / Gül kokularıyla kuşlar sarhoştur.

Gönül yakar ince saz nağmeleri / Ama yoksa yârin hepsi de boştur..

PİERRE DE RONSART ( FRANSA 1524-1585)

Zaman geçiyor sultanım, geçiyor zaman,

Zaman değil geçen, en güzel çağı ömrün,

O büyük dalga bizi de alacak bir gün…

Göçüp gittiğimiz gün biz de bu dünyadan,

Unutulur sevdiğimiz, sevildiğimiz, / Sevmeye bakın geçmeden güzelliğiniz..

ALEKSANDR PUŞKİN ( RUSYA 1799-1837)

Burada Puşkin yatıyor, o genç biriyle /Aşk ve tembellik dolu şen bir ömür sürdü

İyi şeyler yapmadı ama, temiz kalbiyle / Dünyamız iyi bir insan gördü...

SERGEY YESENİN ( Rusya 1895-1925)

Elveda sevgili dostum elveda, / Sen kökleri içimde uzanan…

Ayrılık yazılmış alnımıza, / İlerde gene karşılaşırız inan..

Elveda dostum el sıkışmadan / Sessizce.. Ne keder ne tasa gerek..

Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada/Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek..

ESRAR DEDE (TÜRKİYE 1749-1797)

Ben Adem’den evvel çok geldim, gittim / Yağmur olup yağdım, ot olup bittim,

Bülbül olup Firdevs bağında öttüm / Bir zaman gül için hârâ düş oldum…

HARABİ ( EDİP AHMET- TÜRKİYE 1853-1917)

Daha Allah ile cihan yok iken / Biz onu var edip ilan eyledik,

Hakk’a layık hiçbir mekan yok iken / Hanemize aldık mihman eyledik..

Sanma bu sözleri her insan anlar / Kuş dilidir bunu Süleyman anlar,

Bu sırrı müphemi arifan anlar / Çünkü cahillerden pinhan eyledik..

SEFİL SELİMİ ( TÜRKİYE- AHMET GÜNBULUT- 1933-2003)

Vardım ileriye, döndüm geriye / Ben de şaştım sarındığım deriye,

Kendime rastladım varsam nereye / Evvel, ahir, sonlu, sonsuz benimdir…

ÇEDİKÇİ SÜLEYMAN (TÜRKİYE 18. YÜZYIL)

Arşı âlâdan inip alemi menhusa geçer / Arzı fanide beni Adem’de mahpusa geçer,

Öyle bir nuru hüdadır ki karar eyleyemez, / Eski fanusu kırıp yeni bir fanusa geçer…

22 ŞUBAT 2023