Okullarımızdaki Resim ve Afişler

Abone Ol

Okullarımızın duvarlarında bu tür resimler olmalı.

Gözler bu tür resimlerin üzerinde olmalı, bellekler bu tür resimleri özümsemeli.

Her okul, her öğretmen, çok değil bir öğretim döneminde, ekli resmi, üç beş kez karatahtaya asıp, bu resim üzerinde bir iki saat “çevre - insan ilişkilerini” anlatsa; adam gibi adam olarak yetişir çocuklarımız.

??!!...

“Bu nasıl bir ifade”, okullarımız adam gibi adamlardan oluşan bir nesil, bir gençlik yetiştir(e)miyor mu yani?

Evet, yetiştirmiyor / yetiştiremiyor.

Bakın okulların bahçelerine, çevrelerine ve de duvarlarına…

İzleyin çocuklarımızın ve de yetişkinlerin mesire yerlerindeki, kıyı / kumsal üzerindeki hal ve hareketlerini ve de arkalarında bıraktıklarını…

Hak vereceksiniz bana.

Sabahın erken bir saatinde; bakın mesire yerlerine, bakın sahillere neler göreceksiniz neler.

Göreceğiniz o neleri yazmıyorum buraya, çünkü siz de görüyor, siz de biliyorsunuz o rezil artıkları.

*    *    *

Yurt dışına çıktınız mı hiç?

Bizde gördüğünüz kirliliği ve rezilliği Batı Dünyasında göremezsiniz.

Bu kirlilik, bu doğa katliamı bize ve Ortadoğu Ülkelerine özgü bir densizlik.

Niye?

Çünkü ne aile içinde ne okullarımızda bu konuda eğitim verilmiyor.

Verilmediği için de çevremizi, denizlerimizi, göllerimizi, ırmaklarımızı acımasızca kirletiyor, kurutuyor, ormanlarımızı cayır cayır yakıyoruz.

Tüm bunları yapan olmasak da çevremize zerrece katkımız olmuyor.

Olmayınca da sonuç bu oluyor.

Ben çevre eğitimini Söke Kocagöz İlkokulu Öğretmenimden aldım.

Gergef gibi işledi çevre konusunda bizleri.

… …

Dün televizyonlar, “Eğirdir Gölü’nün kurumaya yüz tuttuğunu…” söylediği zaman bir iki kez gördüğüm bu göl için elimde olmadan ağlamaya başladım.

O an aklıma, çevre konusunda beyinlerimizi yıkarcasına bizleri işleyen Söke Kocagöz İlkokulundaki Öğretmenim Musa Yetkin geldi.

İşte bizim Musa Öğretmen gibi öğretmenlere gereksinimimiz var.

Çocuklarımızın tümünü sıkı bir çevreci olarak yetiştirmek, eğitmek zorundayız.

Bu tür eğitime, en az bilimsel eğitim kadar önem vermek zorundayız.

Mecburuz buna.

Yoksa bu topraklar, bu ormanlar, bu doğa kayıp gidiyor elimizden.

Dibe vurmuş bir ekonomiden sonra, çevresel değerlerimiz de dibe vurursa, kimse kurtaramaz bizi.