Sanki her şey yoluna yordamına girdi, tek mesele adayın açıklanmasına kaldı…
“Aday kim olacak?”
AKP cephesinde durum belli.
Sayın Erdoğan “Ben varım, asla kımıldamam” diyor.
Bay Kemal ise “Geliyorum, sen yolcusun” diyor.
Altılı ganyan, pardon “Altılı Masa” isim değiştirdi.
Kesinleşmiş aday ise ortada yok.
Oysa İyi Parti lideri Meral hanımın adayları belli:
“Ya İstanbul, ya Ankara…”
Türkçesi “Ya Ekrem, ya Mansur”
Bana göre, ikisi de zayıf aday…
Yani, Erdoğan ve partisine karşı hem ittifak ve hem aday açısından hala zayıf bir muhalefet cephesi var….
Aslında AKP’nin ilk turda “tuş” olması için şartlar henüz oluşmadı.
Yani muhalefet cephesinde “tek parça” hali yok.
AKP gidecekse, muhalefet cephesi “blok” olmalı…
Yani. HDP-TİP ittifakı, Altılı Masa’nın yedinci ve sekizinci ayağı olmalı.
Bu seçim sadece milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi değil.
Bu seçimler AKP’nin “silinmesi” sonucunu doğurmalı…
Ana damar, yani aort olmadan kalbi besleyen diğer kılcal damarlar çok işe yaramaz…
Hele hele bu ülkeyi 20 yıl idare eden ve bu sürede yönetimde bir şekilde sorumluluk almış, sonra yollarını ayırmış “küskün ve “üvey evlatlar” ile seçimi kazanmak kolay değil.
Hazır MHP cephesinde “suikast” deliği açılmışken, legal partilerle işbirliği fırsatı neden görmezden gelinir?
Türkiye İşçi Partisi ve HDP Anayasamıza göre yasal partiler ise, işbirliğinden ya da bloklaşmadan neden çekinilir, ya da korkulur?
Önce lider adayı değil sayın Akşener…
Önce program değil Bay Kemal.
Önce “Yeter Erdoğan” diyecek bloğun güçlü olması gerek…
Tek ses, tek nefes olmalı muhalefet cephesi…
“Parçalı” muhalefette, “güneşli” günlere ulaşmak o kadar kolay olmayacak gibi…
Şapkalarınızı tekrar masaya koyun…
Bir defa daha düşünün…