Eğitimci şair yazar Mustafa Aydınlı’nın yeni çıkan “Gün Değil” adlı şiir kitabı imzalı olarak yeni ulaştı elime. Kendisine sonsuz teşekkür ediyor, emeğine, beynine, yüreğine sağlık diyorum.
Aldığım, ya da şair ve yazar dostlarımdan gelen her bir kitap beni ruhsal yönden zenginleştiriyor. Çünkü kitaplar bana vefanın, dostluğun, arkadaşlığın, erdemi ve sevgisiyle birlikte: kültür, sanat ve edebiyatın evrensel güzelliğini de getiriyor.
Mustafa Aydınlı, ülkemizde başta Çorum Haber gazetesi olmak üzere ulusal düzeyde Devrim, Tekirdağ Haber gazeteleri ile Danimarka’da yayımlanan Haber DK gazetesinde “Yarın” başlığıyla köşe yazıları yazmaktadır.
Kendi anlatımıyla bugüne değin “Keşiş Dağı” adlı ilk şiir kitabını 2002 yılında yayımlamış. Deneme ve köşe yazılarını “Yarın” (2018) ve “Bir Ulus Düşünün” (2019) adlı kitaplarıyla okuruna ulaştırmış. “Dedesli’nin Ozanı Gündeşlioğlu” adlı kitabının da yakında yayımlanacağı muştusunu veriyor.
“Gün Değil” adlı kitabının kapağında Çorumlu ressam Gülseren köse’nin çizdiği, elinde destek aldığı sopası ve sırtında taşıdığı dağ gibi yüküyle bir Anadolu kadını figürü var. Bu figür, kıygın (mağdur), ezilen değil; üreten, direnen, yaşatan kadını bir güç simgesi olarak belirtiyor.
Şöyle diyor Aydınlı kitabının önsözünde:
…”Bu kitapta tarafım belli; halktan, emekten, adaletten yanayım. Ezileni, dışlananı, susturulanı anlatmak ereğiyle yazıyorum…
Beni her zaman etkileyen şey, bu güzel ülkemin insanlarıdır. Çabasına, hayaline, acısına ve neşesine tanıklık etmekten ilham alıyorum. Yazdıklarımda onların sesi olmak ereği taşıdığım açıktır…”
Bu kitabın önsözünü de halkbilimci olarak nitelendirdiğimiz ortak dostumuz şair ve yazar İbrahim Gösterir yazmış.
Dört sayfayı aşan yazısının bir yerinde şöyle diyor Aydınlı için:
“Toplumsal eleştirinin ağır bastığı şiirleriyle tarafını net olarak belirliyor:
Ne geride ne sondayım
Bu kavgada en öndeyim
Haklı olandan yandayım
Söylüyorum duyun beni
Az şeyle çok şey anlatmanın ustası olan ozan toplumsal geriliğimizin nedenlerini çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.
Çalışan az yan yatanlar çok bizde
Bilim kapısını açan yok bizde
Cahil dede sahte derviş çok bizde
İnsan gayretine kollama boşa”
Yazısını şöyle sonluyor Gösterir.
“Bir başka şiirinde;
Savaşlar yüzünden gün günden beter
Hakça bölüşmeden kavga mı biter
İnsanın insanı ezdiği yeter
Haksızlık üstünde duralım dedim
Diyen Aydınlı şiirlerinde insanın insanca yaşadığı bir düzenin özlemini dile getiriyor.”
Mustafa Aydınlı’nın 2025 yılı basımı olan “Gün Değil” adlı bu şiir kitabı, içinde 68 şiiriyle, 120 sayfadan oluşmaktadır.
Halk şiiri geleneğini çağdaş bir dille yorumlayan Aydınlı’nın bu kitaptaki şiirleri lirik, didaktik, toplumsal taşlama, eleştiri, yergi bir kaçı da ağıt türündedir.
O, şiirlerinde emek, insan, doğa, barış, yurt sevgisi, cumhuriyet değerleri başta olmak üzere birçok temaları duyarlı biçimde işler. Bu belirgin temalar içinde genelde önde gelen, emeğin kutsallığıdır.
O bir eğitimci olarak Cumhuriyet değerlerini, Atatürk devrim ve ilkelerini aydınlatıcı bir dille işlerken; insana, yaşama, doğaya, ulusal değerlere sevgi diliyle yaklaşır.
O halkın nabzını barış ve kardeşlik duygularıyla tutar.
Bunların dışında; haksızlık, eşitsizlik, çıkarcılık, liyakatsizlik, adaletsizlik, kötü yönetim ve toplumsal bozulmalar, taşlama şiirlerinin hedefindeki konulardır. Eleştiri oklarını onlara atmaktan hiçbir zaman geri durmaz.
Şiir temalarına daha iyi örneklemek için şiirlerinden birer dörtlük vermek isterim.
Haksızlık üzerine…
Benim emeğimle sofraya dalıp
Beni bin bir derdin ardına salıp
İnsanca yaşamak hakkımı çalıp
Yaşayan ölüyüm sağ deme bana s.17
Yağma, soygun üzerine…
Haktan adaletten verdikçe fire
Devlette her kurum bulandı kire
Yağmacılar gözün diker her yere
Fakir memleketi soyan soyana s.19
Liyakatsizlik üzerine…
Diplomalı kapı kapı dolaşır
Diplomasız en zirveye ulaşır
Devletlimiz kesesine çalışır
Bunun da farkında olmamız gerek s.44
Eşitlik dileği üzerine…
Her insanı eşit gözle görecek
İkiliğin defterini dürecek
Haksızlığı vurup yere serecek
Yeni bir insanlık arıyorum ben s.55
Sevgi üzerine…
Dünya güzelleri birlik olsalar
Bin bir eda ile kapım çalsalar
Gönlüm hoş eyleyip gamım alsalar
Senden gayrisinden ilham alamam s.59
Evrensel insan sevgisi üzerine…
Dünyada özgürlük marşı çaldırıp
Yas tutanı ağlayanı güldürüp
Aradaki sınırları kaldırıp
İnsanları eşit görelim dedim s. 63
Madımak katliamı üzerine…
Sivas’ta yakılan otuz beş insan
Sanmayan zalime kalacak meydan
Ateşe dumana boğsanız her yan
Sevgi hamurundan özümüz bizim s. 71
Doğa sevgisi üzerine…
Erozyonun tasasını çekmeli
Bozkırlara türlü ağaç dikmeli
Büyütmeye alın teri dökmeli
Yurdun süsü zümrüt halıdır orman s. 79
İnsanın yüceliği üzerine…
Elektrik bulmuş ışımış gece
Makineler yapmış güç katmış güce
Ne var ki doğada insandan yüce
Değerini böyle koruyor insan s. 81
Yağmacı, çapulcu üzerine...
Yağmadan çapuldan payın alanlar
Alıp bir gecede Karun olanlar
Devleti soymayı caiz bulanlar
Karnı haram ile dolana bakın s. 86
Kızına özlem …
Güzeller güzeli karamık gözlüm
Aydınlı’k fikirlim benim ay yüzlüm.
Mutluluk kaynağım edalım nazlım
Yaşama sevincim kızım nerdesin s. 89
Çalışmak, üretmek üzerine…
Sabır ile iş tutanlar Eyüp’tür
Üretmeden yemek elbet ayıptır
Lak lak ile geçen zaman kayıptır
Çalışıp bedeni yormak gerekir s. 97
Talan olan ülkemiz üzerine…
Delik deşik oldu her bir dağımız
Zehirle kurudu bahçe bağımız
Siyanürlü zehir solur sağımız
Ölüm bize kader oldu duydun mu s. 99
Köy Enstitüleri üzerine…
Toprağa can verdi alınlar teri
Tarih görmemişti böyle eseri
Bunlar yaşasaydı kalmazdık geri
Karanlığa ışık Köy Enstitülü s. 108
Mustafa Aydınlı, Türkçeye egemen bir şair-yazar. Oldukça sade, arı duru bir dil kullanmaktadır. Şiirlerinde ve yazılarında olağanüstü derecede başarılı… Kendisini içtenlikle kutluyor; başarılarının sürekli olmasını diliyoruz.