Mozart gezilerinden birinde Konstantinopolis'ten geçer. 3. Selim Mozart'ı konuk eder.
Hammamizade İsmail Dede Efendi de vardır. Söyleşirler. Mozart klasik müzikten örnekler sunar. Sonra gider. Giderken 3. Selim, Dede Efendi'ye:
"Neden bizde böyle yapıtlar yok? " diye sitem eder.
Dede Efendi arabayla saraydan ayrılır. Ayasofya'nın önüne geldiğinde arabacıya "saraya dönelim" der. Kapıdakilere padişahı uyandırmalarını söyler. Görevliler kellelerinin gideceğini belirtirlerse de ısrarcıdır: "Müzik odasında benim görüşmek istediğimi iletin" der. Odada buluşurlar. Dede Efendi piyanoda başlar çalmaya...
"Yine bir Gülnihal aldı gönlümü / Simten gonca fem bibedel ol güzel".
Yine bir Gülnihal’in iki özelliği vardır:
1. Batı ve Türk sanat müziği kalıplarının harmanlaştığı rast makamında ilk Türk valsidir. 2. Dünyada en kısa sürede bestelenen bir başyapıttır.
Bu güzel şarkıyı 1964 yılında İstanbul Üni. Klasik Türk Müziği korosunda sevgili şefimiz Süheyla Altmışdört yönetiminde geçmiş ve çok beğenmiştim.
RESSAMLAR GÜZEL İNSANLARDIR, HİÇ RESSAM TANIDINIZ MI?
Bir gökyüzü çiz en mavisinden / Ve kanat çırpsın kuş sürüleri üstünde,
Sonra sapsarı bir güneş çiz, / Sıcak iklimleri hatırlatan,
Gülümsesin yukarıdan, / Aydınlatsın dünyayı,
Çocuklar çiz el ele tutuşan, / Parklarda oynayıp, sokaklarda koşturan
Hepsinde güler yüzler / Hepsi neşe içinde.
Bir deniz çiz hadi durma / Lacivert sularından gemiler geçen,
Öyle temiz, öyle berrak / Taşları çiz, balıkları ve bembeyaz martıları…
Yemyeşil bir bahçe çiz bir de / İçinde gelincikler, papatyalar,
Hanımelini unutma / Bir de şarkı söyleyen mor leylaklar,
Mutlu bir resim olsun yani, / Dün gibi uzak / Bugün gibi yakın / Yarın kadar mutlu…
Nasıl desem / Toprak gibi, / Hava gibi / Su gibi memleket koksun içi…
(İnan Durak Taş)
*
Yaklaşık bir aydır dilimde pelesenk olan söz ve müziği Esat Kabaklı’ya ait şahane bir şarkı var. Beğeneceğinizi umarım. Dinlemenizi tavsiye ederim.
Sen Baharsan Ben de Yazım; / Başkasına Geçmez Nazım, Yar;
Sen Mızrapsan Ben de Sazım; / Beni Sensiz Çalamazsın Yar…
Dağların Kar Olurum Yar; / Aşkına Bahar Olurum Yar;
İster İsen Yar Olurum, Yar Olurum Yar…
Ağaç Olsan Dal Olurum; / Çiçek Olsan Bal Olurum Yar;
Gurbet Olsan Yol Olurum; / Seni Benden Alamazsın Yar…
Sen Zirvesin Ben de Bulut; / Al Beni Koynunda Uyut Yar;
Bil ki Senden Vazgeçemem; / Sen de Bensizliği Unut Yar…
Dağlarına Kar Olurum Yar; / Aşkına Bahar Olurum Yar;
İster İsen Yar Olurum Yar Olurum Yar…
HAYATIN İÇİNDEN
1-Sefilleri Victor Hugo yazdı, şimdi ülke olarak biz oynuyoruz.
2-Ne bir sultandan merhamet, ne bir molladan keramet, illa hak, hukuk, adalet,
İlla laik Cumhuriyet…
3-Cehalet tarikatların ana sermayesidir.
4-Maça Piçu, yaşlı dağ demekmiş. Peru’da Ant dağları üzerinde 2160 metre yükseklikte saklı kent olarak bilinir. 15. Yüzyılda kurulmuş. 200’den fazla ev birbirlerine tünellerle bağlanmıştır.
5-Pek çok uzman yapay zeka teknolojisindeki hızlı gelişmelerin insanlık için öngörülemeyen feci sonuçlara yol açabileceğinden endişe ediyormuş. “AL” olarak anılan yapay zeka insan müdahalesi olmadan komutları yerine getirebilen akıllı makinalar yaratmayı amaçlayan bir bilgisayar bilim alanıymış.
6-Sevdiğimiz insanların sevgisini hissetmek hayatımızı besleyen ve aydınlatan güneş gibidir. Sevgi güneşiniz hiç sönmesin.
Şubat’ta cemreler ard arda düşer / Hava su ısınır toprak dillenir,
Tomurcuklar açıp dalları döşer / Nazlı nazlı büyür yaprak dillenir…(Salih Kozan)
6 Mart 2024